JustPaste.it

İŞTE BİZİM AKİDEMİZ VE MENHECİMİZ

https://jpcdn.it/img/e4baf31fa7fc729c0bd1746b974b3a12.jpg

 

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

Allah'a hamd, Resulü'ne ise salat ve selam olsun.

 

İŞTE 40 MADDEDE İSLAM AKİDESİ:


يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُٓوا اِذَا جَٓاءَكُمُ الْمُؤْمِنَاتُ مُهَاجِرَاتٍ فَامْتَحِنُوهُنَّؕ اَللّٰهُ اَعْلَمُ بِاٖيمَانِهِنَّۚ فَاِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَاتٍ فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ اِلَى الْكُفَّارِؕ لَا هُنَّ حِلٌّ لَهُمْ وَلَا هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّؕ وَاٰتُوهُمْ مَٓا اَنْفَقُواؕ وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ اَنْ تَنْكِحُوهُنَّ اِذَٓا اٰتَيْتُمُوهُنَّ اُجُورَهُنَّؕ وَلَا تُمْسِكُوا بِعِصَمِ الْكَوَافِرِ وَسْـَٔلُوا مَٓا اَنْفَقْتُمْ وَلْيَسْـَٔلُوا مَٓا اَنْفَقُواؕ ذٰلِكُمْ حُكْمُ اللّٰهِؕ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْؕ وَاللّٰهُ عَلٖيمٌ حَكٖيمٌ         
(60/Mümtehine Suresi 10. Ayet)

 

🔴 Ayette geçen "muhacirleri imtihan edin" bölümü hakkında meşhur sahabe İbni Abbas (ra) Müslümanların birbirlerine akide sormalarına dair cevaz nakletmiştir. Ayrıca, Resulullah'ın (sav) bir cariyenin müslüman olup olmadığını anlamak için sorduğu sorular da "akide sormaya" bir delildir. İşte bu yüzden, özellikle de böylesi bir ahir zamanda, akide izharı yapmak çok hayatidir ve olmazsa olmazdır.

 

İşte müslümanlar olarak 40 maddede akidemiz;    

   

☑️ 1-Dinler içinde hak din İslam'dır. Akideler içerisinde de Ehli sünnet vel Cemaat yani Selefi Salihin'dir.
Kelime-i Tevhid'in Allah'a has kıldığı bütün hususları sabit kılıyor, şirk ve ortaklığı ise Allah'tan nefyediyoruz. O'ndan başka hak bir ilah olmadığına ve hiçbir ortağının bulunmadığına ve Muhammed'in de O'nun resulü olduğuna şahitlik ediyoruz. Kim bu kelimeyi söyler, şartlarına bağlı kalır ve gereğini de hakkıyla yerine getirirse o müslümandır. 

   

☑️ 2) Allah'ın yaratıcı, işleri tedbir eden, övgü sahibi ve herşeye gücü yeten olduğuna inanıyoruz. O, ilk ve son, açık ve gizli olandır. O'nun hiçbir benzeri yoktur. O işiten ve görendir. O'nun isimlerini veya noksansız sıfatlarını inkâr etmiyoruz.

 

Kur'an ve sahih sünnetle geldiği gibi O nun tüm sıfatlarına, sufilerin veya şiilerin aksine, asla keyfiyet belirtmeden, benzetme ve yorum yapmadan ve sıfatlarını işlevsiz bırakmadan iman ediyoruz. Ayrıca "Ğavs" ve "Bediüzzaman" gibi nitelendirmeleri de kullara değil, yalnızca Allah'a veriyoruz. Zira istiğase yalnızca Allah'a yapılır ve El Bedi olan da yalnızca Allah'tır.

   
☑️ 3) Muhammed'in (sav) bütün insanlara ve cinlere Allah'ın elçisi olarak gönderildiğine iman ediyoruz. Ona tâbi olmak ve emrettiği hususlarda kendisine itaat etmek farzdır. Getirmiş olduğu tüm hususları doğrulamak, dine dair tüm sahih hadisleri tasdiklemek ve buna teslim olmak gerekir.

   

☑️ 4) Allah'ın mükerrem meleklerine inanıyoruz. Onlar Allah'ın emirlerine karşı gelmezler. Emrettiklerini yerine getirirler. Onlara saygı duymak imandan, buğz etmek ise küfürdendir.

   

☑️ 5) Kur'an-ı Kerim'in harfleriyle ve manasıyla Allah'ın kelâmı olduğuna inanıyoruz. Ve O Allah'ın sıfatlarından bir sıfat olup mutezilerin iddia ettiğinin aksine sonradan yaratılan bir şey değildir. Bundan ötürü Kur'an'ın yüceltilmesi, ona tâbi olunması ve onunla hükmedilmesi gerekmektedir.

   

☑️ 6) Allah'ın gönderdiği tüm nebilerine ve resullerine iman ediyoruz. İlki muhterem babamız Adem (as) sonuncusu ise sevgili baştacımız Muhammed(sav)'dir. Hepsi de alemlerin Rabbinin birlenmesi mesajı ile gönderilen kıymetli kardeşlerdir.

   

☑️ 7) Sünnetin ikinci vahiy olduğuna ve Kur'an'ı Kerim-i açıklayıp tefsir ettiğine inanıyoruz. Sahih olan bir hadisten vazgeçip, kim olursa olsun herhangi birinin sözüne tâbi olmayız. Küçük ve büyük bütün bid'atleri reddediyoruz. Dört mezhebi ve bunların "fıkhi" konularda taklid edilmesini kabul ediyoruz.

   

☑️ 8) Peygamberin sevgisi farz ve Allah'a yakınlaşmadır. O na buğz etmek ise küfür ve nifaktır. Peygamberin sevgisinden ötürü Ehli Beyt'ini, Ali'yi ve Hüseyin'i seviyor ve onlara saygı gösteriyoruz. Bunda aşırıya gitmiyor ve Şiiler gibi onlara iftira atmıyoruz.

 

Tüm sahabelerden razıyız ve onların adaletli olduklarına inanıyoruz. Onlar hakkında hayrın dışında hiçbir şey konuşmuyoruz. Onları sevmek bizim üzerimize vaciptir. Bizim yanımızda onlara buğz etmek münafıklıktır. Aralarındaki savaş ve çekişmeler hakkında susuyoruz. Çünkü onlar o dönemin te'vil sahipleri ve en hayırlı insanlarıdır.

   

☑️ 9) Kaderin, hayrın ve şerrin Allah'tan olduğuna inanıyoruz. Allah'ın mutlak bir iradesi vardır. Allah'ın dilediği şeyler olmuş ve dilemediği şeylerde olmamıştır. Allahu Teala kullarının fiillerini yaratandır. Allah izin verdikten sonra kullar cüz'i iradeleriyle kendi fiillerini seçebilirler. Allah'ın kaderi ve kazası O'nun rahmet, fazilet ve adaletinden dışarı çıkmaz.

   

☑️ 10) Kabir azabının ve kabir nimetlerinin hak olduğuna inanıyoruz. Allah dilerse azabı hakedenlere kabirde azap eder, dilerse de affeder. Resulullah'tan (sav) geldiği üzere ve Allah'ın bildirdiği üzere Münker ve Nekir meleklerinin de sorguya çekeceğine inanıyoruz.

   

☑️ 11) Ölümden sonra dirilişe ve kıyamet gününe inanıyoruz. Amellerin ve kulların Allah'a sunulacağına da inanıyoruz. Hesap gününe tartıya, Kevser havuzuna ve Sırat köprüsüne de inanıyoruz. Cennet ile Cehennemin hak olduğuna, Müslümanların cennette Allah'ı göreceğine ve Allah'ın diledikleriyle konuşacağına da iman ediyoruz.

   

☑️ 12) Peygamberlerden sahih olarak rivayet edilen hadislerdeki kıyamet alametlerine inanıyoruz. Allah'ın Adem'i (as) yarattığından kıyamet gününe kadar ki en büyük fitne Deccal'in fitnesi olacaktır. İsa'nın (as) tekrar yeryüzüne ineceğine ve adaletle hükmedeceğine inanıyoruz. Övülmüş Mehdi'nin geleceğine de inanıyoruz.

   

☑️ 13) Allahu Teala kendi seçtiği şefaatçilerin şefaatiyle, yine kendisinin seçtiği bazı muvahhidleri ateşten kurtaracaktır. Allah'ın razı olduğu kimselere şefaat izni vereceği haktır.

   
☑️ 14) Peygamberimizin (sav) şefaat edeceğine ve kıyamet günü O'na Makam-ı Mahmud'un verileceğine inanıyoruz. Allah'tan başkasından şefaat talep etmenin ölü veya diri (mücahid, alim, evliya vs.) fark etmeksizin büyük şirk olduğuna inanıyoruz.

 

☑️ 15) İman; söz, amel ve niyettir. Yani dille ikrâr, kalp ile itikad (tasdik) ve azalar ile de amel etmektir. Bazısı diğer bazısı olmadan olmaz. İman ibadetlerle artar ve günahlarla da azalır. Resulullah'ın da (sav) söylediği gibi imanın şubeleri vardır. Bizler "müslüman" olan günahkâr fasıkları günahlarından ötürü asla tekfir etmeyiz.


☑️ 16) Katî ayetler, mütevatir hadisler ve sahabe icmasıyla büyük şirkte cehaletin mazeret "olmadığına" ve açık meselelerde cehaleti özür görenlerin yani "Azir" kişisinin müslüman olmadığına inanıyoruz.


☑️ 17) Küfür hükmü; itikat söz veya amel ile işleyince verilir. Ayet ve hadislerle açıklanan "açık" meselelerde kafire kafir demeyen de kafirdir. Ancak kapalı muayyen meselelerde sadece birinci kişiyi tekfir eder ve bundan sonraki kişiler için ise konunun açık olmasını bekleriz.

 

Tekfir yaparken "silsile tekfir" gibi isimlendirmeleri bid'at sayarız. Sadece açık meselelerde kafire kafir demeyen kafirdir deriz. Ve yine açık meselelerde bu sayıya bir sınır koymayız. Ayrıca; muteber tevilin, ikrahın, intifaul kastın ve muayyen hatanın "icma" ile tekfirin engellerinden olduğuna inanırız.


☑️ 18) Allah'ın ve Resulü'nün tekfir ettiği herkesi tekfir ediyoruz. İslâmın dışında başka bir dine giren herkes, hüccet ister ona ulaşsın ister ulaşmasın, kafirdir. Fakat ahiret azabı sadece kendisine hüccet ulaşanlar içindir. Hüccet ulaşmayanlar kıyamet günü yeniden imtihan edilecektir.


☑️ 19) Her kim Kelime-i Şehadeti söyler, Allah ile kul arasına giren ve kulun Allah'a ibadet etmesine engel olan tağutları reddedip İslâm'ını izhar eder, müşrikleri tekfir eder ve insanı dinden çıkaran herhangi bir hususa bulaşmazsa biz ona müslüman muamelesi yaparız. Kalbinde gizlediğini Allah'a havale ederiz çünkü insanların durumları zahirlerine göredir, kalpleri ise yalnızca Allah bilir.


☑️ 20) Bizim yanımızda bütün Şiiler, tarikatçılar, mealciler, Nurcular, Menzilciler, Süleymancılar, FETÖcüler, El Kaideciler, IŞİDciler, Talibancılar, diğer savaş örgütçüler ve Ehli Sünnet'in Selefi Salihin akidesi dışındaki her cemaat şirk, küfür, riddet ve fesat taifesidir.

   

☑️ 21) Biz toprakların "Darul Harp, Darul Küfür ve Darul Riddet" olarak üçe ayrıldığına inanırız.

 

Yıllar önce şeriat ile yönetilip sonradan küfre dönen ülkelere Darul Riddet deriz. İslâm ile savaşan ülkelere Darul Harp, tarih boyunca daima küfrün hakim olduğu ülkelere de Darul Küfür deriz.

 

Namaz, zekat ve Lâ ilahe illallah gibi alametlerin her biri kendi zamanında İslâm alameti olmuştur. Ancak günümüzdeki İslâm alameti; tevhidi sağlayarak şirklerden ve küfürlerden beri olduğunu göstermektir.
Aksi halde kalplerini bilmediğimiz için bu kişilere müslüman demekten sakınırız. Resulullah (sav) akidesini bilmediği hiç kimsenin arkasında namaz kılmamıştır biz de bilmediklerimizin arkasında kılmayız.

   

☑️ 22) İslâm'ı simgeleyen hilâl ve İslâm'ı simgeleyen kelimelerin dışındaki tüm bayraklar, Yunanlıların 3000 yıllık töresi Demokrasi, Fransızların 250 yıllık töresi laiklik ve çeşitli yollarıyla beraber ırkçılık, vatancılık, kominizm ve Baasçılık açık küfürlerdendir. İslâm'ı bozan ve insanı dinden çıkaran açık unsurlardandır.

 

☑️ 23) İstidlâldeki usulümüz Kur'an ve Sünnet'tir. Bu da faziletli ilk üç dönemde yaşayan Ehli Sünnet'in yani Selefi Salih'inin anlayışına göredir. İcma ve kıyası da kendi şartları içinde kabul ediyoruz. 
 

☑️ 24) Ergenlik çağına girmeyen ve akıl baliğ olmayan çocukların velileri tarafından tağutların eğitimine verilmesini (şirk dersler veya uygulamalar varsa) küfür kabul ediyoruz. Şirk dersler veya uygulamalar yoksa otomatikmen okula gönderme meselesinde müşrik olma durumu da yoktur. Akıl baliğ olduktan ve ergenliğe girdikten sonra artık bağımsız bir birey olan kişinin (şirk derslere ve uygulamalara dikkat ederek) lise veya üniversitede eğitim almasının küfür olmayacağına inanıyoruz.


☑️ 25) Tağuta muhakeme olmanın küfür olduğuna inanıyoruz. Savunmanın mahkemenin bir parçası olmadığına ve caiz olduğuna inanıyoruz.

 

Malı ikrah görmüyoruz ancak "fazla" olması halinde çok malın kişiyi telef etmesinin ikrah olmasının; ayet, hadis, sahabelerden, selef ve mezhep sahiplerinden tevil getirildiği için tekfir etmiyoruz.


"Hapis ikrahı" olması halinde temyizi veya istinafı küfür görmüyoruz. İkrah olmaksızın bunlara başvuranların hangi tevile olursa olsun müslüman olmadığına inanıyoruz. İkrah gerekçesiyle avukata vekalet vermenin ise caiz olduğuna inanıyoruz.


☑️ 26) Geçmişte İslâm ile yönetilmelerinden ötürü aslı İslâm olan ve kendini halâ islâma nispet eden halkların müşrik ve hükmi mürted olduklarına inanıyoruz.

Geçmişte hiçbir zaman İslâm ile yönetilmeyen halkların ise aslî kafir olduklarına inanıyoruz.

 

Bizler müslümanların kanlarına, mallarına ve ırzlarına dokunmanın haram olduğuna inanıyoruz. "Ahirzaman" musibetlerine mâruz kaldığımız şu günümüzde şirkin ve küfrün yaygınlığına inanıyoruz.
Ayrıca, alenen İslâm'a savaş açmamış hiçbir kafirin, müşriğin ve mürtedin malını asla ganimet görmüyoruz.


☑️ 27) Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyip haramları meşru kılarak Tağut ismini alan sistemlere askerlik yapmanın küfür olduğuna inanıyoruz. Allah'tan korkup gerçekten tüm yolları denemesine rağmen "zorla" silah altına alınanların tevilleri göz önüne alınarak tekfir edilmeyeceğine inanıyoruz.


☑️ 28) Zinanın, içkinin, kumarın ve faizin ve daha sayamayacağımız birçok haramın "Teşri" ile serbest bırakıldığı sistemlerde, seçimlerdeki adaylardan herhangi birine vekalet (oy ve rey) vermenin Ehli Sünnet icmasıyla "velayet küfrü" olduğuna inanıyoruz. Çünkü yöneticilik, emirlik ve imamlık bir kafirin eline verilemez.


☑️ 29) Müslümanların veya müşriklerin Besmele ile kestiği etlerin yenilmesinin caiz olduğuna inanıyoruz. İnce veya kalın tüm çoraplara meshi caiz görüyoruz.


☑️ 30) Cihadı inkâr etmiyoruz ancak bu çağda cihadın; davet, nefis mücadelesi ve mal infakı olduğuna inanıyoruz. Son 100 yıldır yüzlerce silahlı islâmcı örgüt kuruldu ve hiçbiri İslâm ümmetini kurtaramadı. Çünkü bize göre çözüm sadece "Nebevi Menhec" programını takip etmektir.


☑️ 31) Bir müslümanın, günahlarından dolayı cehenneme gireceğine ve sonra da cennete gireceğine inanıyoruz.

   

☑️ 32) Bakara Suresi 282. Ayet'te geçen "ahit şartlarına" uymadığı için elektirik, su, internet, resmî nikâh vs gibi sözleşmelere küfür demiyoruz. Ayrıca, nikah; mehir, 2 şahit ve icap-kabüldür. Belediye nikahları böyle olmadığı için "nikah ibadeti" hükmünde değil, sıradan bir sözleşme hükmündedir.


☑️ 33) İctihadi ihtilaflarda bir müslümanı asla tekfir etmiyoruz ve onu günahkâr da saymıyoruz. Daha çok "tekfir" daha çok "iman" demek değildir. Tekfirsiz olmak yumuşak da kalplilik veya ahlaklılık göstergesi değildir. Dinde İfrad'a ve Tefrid'e düşmekten Allah'a sığınırıyoruz.

 

☑️ 34) Kişinin, aşırıya kaçmadığı müddetçe doğup büyüdüğü yurdunu, dilini ve kültürünü sevmesini küfür olarak görmüyoruz. İslam'a ve müslümanlara düşmanlık etmeyen herkese (dinini ayırt etmeksizin) Allah'ın selamını veriyoruz ve alıyoruz.


☑️ 35) İbni baz, Elbani, Useymin, ve Fevzan gibi kralcı Suud alimlerinin ve yeryüzündeki tağutlardan destek alan diğer tüm din adamlarının "Belam" olduklarına ve arkalarında namaz kılınmayacağıma inanıyoruz.

Ancak camilerde bireysel olarak namaz kılınabilir. Mimberleri ve hutbeleri bizim olmasa da camiler bizimdir.


☑️ 36) Abdulkadir Geylani, İbrahim Nehai, Hasan-ı Basri gibi evliyaları inkâr etmiyoruz. Kerameti de hak görüyoruz.

Bugün de Allah dostlarını dost ediniyor ve onlara yardım ediyoruz. Allah'ın düşmanlarına da düşmanlık yapıyor ve onlara buğz ediyoruz. Kur'an ve Sünnet'in yolundan gidiyor, bid'at ve sapıklıklardan sakındırıyoruz.


☑️ 37) Mezarlarda ölülerin üzerine Kur'an okunmayacağına inanıyoruz. Ancak okunan Kur'an "sevabının" ölülere dua babından hediye (hibe) edileceğine inanıyoruz. Ayrıca, sahih hadislerde de geçtiği üzere müslüman ölülere; kurban sevabı, sadaka sevabı ve umre sevaplarının da hediye (hibe) edileceğine inanıyoruz.


☑️ 38) Kişiyi "açık" olan meselelerde tekfiri dinin aslından kabul ediyoruz. Allah'ın varlığı ve birliği gibi açık konularda da tekfirin fıtraten ve aklen var olduğuna inanıyoruz. Faydalı davetin usulsüz bir tekfirle değil yumuşak bir tebliğ ile olacağına inanıyoruz.


☑️ 39) Müslümanlar tek bir ümmettir. Arap olanın Arap olmayana üstünlüğü yoktur. Ancak takva sahibi kimseler üstündür. Müslümanların kanları eşittir. Her müslüman, kardeşinin zimmetini korumak için uğraşır.

Ahlâksız müslümanlara nasihat ediyor ve onları cemaatlerimize almasak da mescidlerimizden de kovmuyoruz.


☑️ 40) Sabah-akşam zikirlerine ve günlük virdlere önem veriyoruz. Ahlâklı olmanın vacibliğine ve ilim öğrenmenin ise her müslüman üzerine "farz" olduğuna inanıyoruz.

 

İşte bu akide de olanlar her kim olursa olsun ve her nerede olursa olsun, bizim kardeşlerimizdir ve onları sevmemiz üzerimize vaciptir, vesselam.

 

©️ copyright by Sevgi ve Kardeşlik Platformu 🕋

 

⛔️⏩ Akidemizin 50 sayfalık detaylı özeti: https://justpaste.it/akidenotlari

 

⛔️⏩ Müslümanlar için kitap önerileri: https://justpaste.it/kitaplistemiz

 

⛔️⏩ Müslümanlara video ders önerileri: https://justpaste.it/rehbervideolar

 

⛔️⏩ Akidemizin İngilizce tercümesi: https://justpaste.it/ouraqidat

 

⛔️⏩ Akidemizin Azerice tercümesi: https://justpaste.it/akidemizazerice