Bismillah velhamdulillah vessalatu vesselamu ala Rasulillah
Süleymancılar olarak bilinen kapalı kutulu fırka hakkında ana hattıyla bazı bilgiler vermek istiyorum, hem tarihi hem de neye inandıklarına dair, sadece emin olduğum şeyleri yazacağım hakkında az da olsa şüphelendiğim şeylerde şüphede olduğumu beyan edeceğim ki zaten aslında tamamen kesin bilgiler üzerine konuşmak istiyorum seri halinde
Vakıanın tasavvurunu ve neden bu fırkanın Batıni bir karakter taşıdığını, hatta bazı noktalarda FETÖ ile çok benzediğini ve niçin bu fırkaya karşı durulması gerektiğini beyan etmek gayem, bunu iftira atmadan hatta okuyucuya yönlendirme dahi yapmaksızın sadece neyin ne olduğunu ortaya koymakla gerçekleştirmek istiyorum
Bu seriye yapılacak tenkidleri ilmi olurlarsa değerlendirecek ve cevablayacağım, sadece kuru gürültü, savuşturma ve saptırma amacı taşıyan lafları tenkid saymayacak, muhatab dahi olmayacağım
Örneğin ben bu fırkanın inançlarını saydığımda "hayır şuna inanmıyoruz" demeyip de "fitneciler, siz bu ulu davaya nasıl laf edersiniz, çarpılırsınız" v.b saçmalıklar gelirse ki genel savuşturma taktiklerinin bu olduğunu biliyorum, kaale dahi almayacağım
Bilgileri özet olarak geçiyorum, ana fikirlere yoğunlaşıyorum ama açmam istenen kısımlar olursa açarım inşallah
Bu bölümde Süleyman Hilmi Tunahanın zatına, fırkanın teşekkülü ve 1959'a kadarki tarihine değineceğim, bir dahaki bölümde inançlarına girip sonrakinde tarihine devam edeceğim inşaallah
Süleyman Hilmi Tunahan (1888-1959) kimdir?
Öncelikle şunun kesin olarak altını çizmemiz gerekir ki bu şahıs bir Elifba cüzü ve birkaç küçük risale dışında herhangi bir eser yazmamıştır, inançları ve görüşleri bu fırkadan rivayeten gelmektedir hep, az da olsa devrinde yaşamış olan İsmailağanın bir önceki şeyhi Ali Haydar Ahıskavi (1860/70-1960) gibi aleyhine konuşanların şahitlikleri de vardır, onun için bu fırkanın ileride zikredeceğim batıl inançların Tunahanın şahsından kaynaklanıp kaynaklanmadığı net değildir, bu yüzden şahıs hakkında tevakkuf ediyorum, zikrettiğim gibi kesin bilgiler üstünde durmak istiyorum
Bulgaristan Prensliğinin Silistre iline bağlı Ferhatlar köyünde doğan Tunahan ilk dini eğitimini burada alır, 1907'de eğitimine İstanbulda devam etmeye başlar. İlerleyen yıllarda şer'i sahada şimdiki tabirle doktorasını da tamamlar sonrasında da dersiam olur
1924'te medreseler kapatılınca yeni sistemde yer almak istemeyen dersiamlar sembolik maaşlarla emekli edilirler, kimisi de sakalını kesip fotörü takıp hakim olur, hayatıyla her şeyiyle yeni Cumhuriyetin istediği adam(!) olmayı menfaatine uygun görür
Tunahan da emekli olur, bir müddet ticaretle uğraşır, 1930'lu yıllarda vaizlik belgesi alarak camilerde vaaz vermeye başlar, 1936'da 8 sene sonra kızıyla evlendireceği meşhur damadı Kemal Kacarla (1917-2000) bir camide bir vaazı vesilesiyle tanışır, zaten o yıllarda 19 yaşında birinin camiye gitmesi gerçekten de herkesin şaşacağı bir şey haline gelmiştir!
1939 ve 1944 yıllarında Tunahan önce 3, sonra 8 gün gözaltına alınıp işkence görür, neticede vaizlik belgesi iptal edilir, aynı yıllarda bu fırkanın övünerek bahsettiği gizli din eğitimlerine başladığı rivayet ediliyor
1950 rahatlamasıyla 1951'de ilk aleni Kuran Kurslarını açarlar, büyük bir sosyal ihtiyaca karşılık geldiğinden Tunahanın vefat edeceği 1959'a kadar yüzlerce kurs açılır halk desteği ve Tunahanın örgütlemesiyle
O yıllarda cami imamlığında büyük açık olduğundan sınavı geçen her isteyen kişi imam olabilmektedir, imam olmaya yetecek basitlikte birkaç senelik, geçmiş medrese eğitiminin bir özeti olan bir kurs sistemi geliştirilir ki o zaman için bu basit sistem ülke için lükstür bile! Böylece özellikle Batı Anadolu kırsalında ortak merkezden yönetilen büyük bir "Süleymancı" imam ağı ortaya çıkar, halkın dini bilgiye aç olup ne bulsa koştuğu o devirde ilk Süleymancı taban özellikle cami imamları aracılığıyla kazanılır, aynı yıllarda imam-hatipler de açılır ama ilk mezunlarını 50'li yılların sonunda verecektir, Süleymancı-İmam Hatipli kavgası da böylece 50'li yıllardan itibaren başlamış olur
1950'li yılların ortalarında fırka, Menderese tavır alır, 1957 Genel Seçimlerinde Demokrat Partiyi değil Osman Bölükbaşının (1913-2002) Millet Partisini destekleme kararı alırlar, hatta Kemal Kacar bu partiden Kütahyadan milletvekili adayı olur
DP MP'den korkmaktadır, çünkü iki partili düzende DP'nin CHP'ye galip gelmesi garanti iken ikinci bir sağ partinin ortaya çıkıp etkili muhalefet yapması menfaatlerine çok terstir, bu sebeble ellerinden geleni artlarına koymazlar, 1957 seçimlerinde Kırşehirli Osman Bölükbaşı seçen Kırşehiri iktidardaki DP ceza olarak ilken ilçe yapar! (O yıllardaki seçim sisteminde bir parti bir ilde galip geldiğinde o ilin tüm vekillerini alıyordu, MP'nin galip geldiği tek il Kırşehirdi)
Mecliste bu kararın alınmasının ardından Menderes Bölükbaşına bakarak gülmeye başlar, Bölükbaşı da ona:
"Gül sen gül, gerdeğe girecek gelin gibi kıkırda, ben de başbakan olunca Aydını ilçe yapacağım!" der
İşte bu seçimlerde bir "cemaatin" kendilerinden başkasını destekleyecek olması DP'yi çok rahatsız eder, Kemal Kacarın memleketi ve seçim bölgesi Kütahyada seçim öncesi Süleyman Hilmi Tunahan ve Kemal Kacarın öncülük ettiği bir Mehdilik hadisesi iddiaları ve olaylar üstüne şaibeli bir şekilde Tunahan ve damadı tutuklanır, 59 gün hapis yatıp sonrasında salınırlar
16 Eylül 1959'da Tunahan 71 yaşında bir şeker krizinde vefat ettiğinde geriye özellikle kurslar ve kurslardan yetişen cami imamlarının faaliyetleriyle teşekkül etmiş, tek merkezden sıkı sıkıya yürütülen en büyük "cemaati"ni bırakmıştır
Ailesi
Eşi Hafize Tunahan 6 Haziran 1965'te vefat eder, bu evlilikten 3 çocuğu olur, Faruk ismindeki oğlunun küçük yaşta vefat ettiği rivayet ediliyor, 2 kızı:
Hatice Bedia Kacar (1923-4.1.1981) 1944'te Kütahyalı Kemal Kacarla (1917-17.6.2000) evlenir, bu evlilikten çocuk yok diye biliyorum
Fahriye Ferhan Denizolgun (1931-26.5.2004) 1952'de Alanyalı Hüseyin Kamil Denizolgunla (?-7.9.1992) evlenir, bu evlilikten iki çocuk oldu diye biliyorum:
Mehmed Beyazıd Denizolgun (1953-)
Ahmed Arif Denizolgun (1956-8.9.2016)
Süleymancılar bu aileye özel kudsiyet atfetip "Ehli Beyt" olarak isimlendirirler! Bu isimlerden özellikle Kemal Kacar ve Ahmed Denizolgundan bolca bahseceğiz
http://www.cevaplar.org/index.php?album_id=48
Linkte ikinci sırada Kamil Denizolgun hariç tüm bu isimlerin olduğu bir resim aile fotoğrafı olarak mevcud ikinci sırada, diğer resimler Tunahan ve Kacarın
İnşaallah devam edeceğim...