JustPaste.it

 BİR MÜCAHİD VE BİR MÜCAHİDE KİTABINA ELEŞTİRİ -2- !

 

 

 

 

Daha önceki “Bir Mücahid ve Bir Mücahide” adlı romana yazmış olduğum eleştiride, romanın özetini ve dikkat çekmek istediğim ana özeti ve eleştirilerimi yazmıştım. 

İlgili yazımın linki: http://justpaste.it/mucahide

Bu eleştiri yazıma romanın yazarı Yılmaz Cengiz kardeşimiz tabî hakkı olarak yazıma karşı bir cevap niteliğinde bir yazı kaleme almış.

İlgili cevap yazısının linki: http://justpaste.it/yilmazcevap

 

Dileyenler ve ilk yazımı okumayanlar yukarda ki linklerden ilgilizi yazı ve cevabı okuyabilirler.

Öncelikle şunu net bir şekilde belirtmek isterim; Yılmaz Cengiz kardeşimi, gerek sanal ortamdan gerekse gerçek hayattan tanımam, Facebook sayfamda ekli olduğundandan dolayı bir roman yazdığını gördüm ve arkak kapak yazısı ve romanın isminden dolayı kısmi bir eleştiri yaptıktan sonra ufak bir mesajlaşmamız oldu, akabinde kitabı alıp okudum ve yukarda linkini verdiğim romanı eleştirdiğim yazıyı yazdım.

Yazmış olduğum yazıya, sanki aramızda bir husumet veya çekememizlik varmış gibi imalarda bulunan arkadaşlara bir cevap olmasını temenni ederim bu açıklamamın Yılmaz kardeşte aramızda bir çekişmenin veya hasetliğin olmadığını doğrulayacaktır diye ümid ediyorum.!

Yılmaz kardeş bana yazmış olduğu cevapta, ayet ve hadisler ışığında bir cevap vermediğimi ve mantığımı kullanarak cevab verdiğimi ve romanı okurken yanlış anladığımı idda etmiş.

Kendisine haram olan bir bayan ile bir erkek arasında ki münasebetin islami hüküm açısından sınırlarını, islami davet romanı yazan Yılmaz Cengiz kardeşin bildiğini düşündüğüm için yazmadım.

Roman ne kadar uyuşturucu bağımlısı Ahmed’in uyuşturucuyu bırakıp, islami camia ile tanışması ile başlasada kitabın ana konusu Ahmed ve Şehide’nin birbirlerini nasıl buldukları, nasıl evlendikleri, nasıl cihada gittikleri ve Ahmed’in nasıl şehit olduğunu anlatıyor.!

Ben cevab yazısına Yılmaz kardeşin cevab verdiği usul ile madde madde olarak değil, genel bir cevab vermeye çalışacağım.

Cevabıma geçmeden önce şunu belirtmek isterim; Yılmaz kardeş ortaya bir emek koymuş, kendi ifadesi ile 4 aylık geceli gündüzlü çabalarının neticesinde ortaya ismini vermiş olduğum roman çıkmış. Tabiki de adaletli ve insaflı bir müslüman olarak çaba sarf edilmiş bir eseri nefsani duygularımı ortaya koyarak eleştirmekten ve adaletsiz davranmaktan Allah’a sığınırım.

Yılmaz kardeşimizin daha güzel romanlar yazmasını isterim, bu eleştiri ve cevabımı da bundan dolayı yazıyorum ve kendisi hakkında hüsn-i zan besliyor ve kasıtlı olarak böyle bir romanı kaleme almadığını düşünüyorum. Kendisinin bir kez daha yazdıklarımı sakin bir kafa ile tefekkür etmesini ve ne demek istediğimi anlamasını ümid ediyorum, kendisini ilk yazımda kırdıysam hakkını helal etmesini istiyorum.!

Ben ilk yazımı yazmadan önce adaletine güvendiğim bazı kardeşlerime romanın özetini ve yazımı okuttum, ola ki hata yapıyor olabilirim ve kardeşimin hakkına giriyorum düşüncesi ile. Beni dinleyenler ve yazımı okuyan kardeşlerim, önemli bir konuya değindiğimi ve yazımın isabetli olduğunu bana söylediler, kendilerinden Allah razı olsun.

Kendi nefsime şunu sordum; Kızıma veya kız kardeşime veya akrabam olan bir bayana bu kitabı tavsiye edermiyim.? Kesinlikle etmezdim ve neden etmeyeceğimi ilk yazımda belirttim ve bu cevabımda da daha açık bir şekilde belirteceğim inşaAllah.

Romandan kısa bir bölüm ile başlayayım inşaAllah; “Ahmed müslüman ve ilim talep eden bir gençtir, ufak bir bakkal dükkanı işletmektedir, bakkal dükkanlarının üzerinde ki daireye Salih isminde bir şahıs taşınır ve Ahmed taşınma esnasında, Salih beye yardım eder ve taşınma bittikten sonra, Salih bey, bakkal dükkanına, eşi, ufak oğlu, kendisi ve yanında hafif kamburu olan ve yüzü örtülü olan bir bayan ile teşekkür etmek için gelir. Orada bir tanışma olur ve Ahmed peçeli ve kamburu olan bu bayana teyze der, ne kamburu olan bayandan bir itiraz gelir, nede orada bulunanlardan.”

“Kamburu olan teyze, birşeyler almak için bir not yazar ve Ahmed’e verir ve ardından bir ayet yazar ve Ahmed ile birbirlerine ayet ve hadis yazmak için, kağıda not yazmak üzere konuşmadan anlaşırlar. Notlaşmalar ayet ve hadisler üzerinedir, kamburu olan teyze erkek kardeşi olan Hasan’ı kur’an öğrenmesi için Ahmed’in yanına gönderir ve onun medeni durumu ve ahlakı ile alakalı bilgi alır çaktırmadan. Kamburu olan bayanın kendisine kamburluymuş gibi göstertmesi ve sürekli isteklerini not kağıdına not yazarak istemesi TAKVA’sından ötürüdür ve Takva gereği kendisine haram olan Ahmed’le sadece ayet ve hadis noktasında notlaşırlar. Sonuçta bunlar evlenirler, ilk yazımda daha detaylı özet geçmiştim, bakabilirsiniz.”

Yılmaz kardeş bana yazmış olduğu cevabında, burada ne gibi islam dışı bir durum olduğunu tekrar tekrar sormuş ve nerede ahlak dışı bir durum var demiş. Benden bu yazmış olduğu romana ayet ve hadislerle cevab vermem gerektiğini de söylemiş.!

Sen öğüt verip hatırlat. Çünkü, hatırlatmak müminlere fayda verir. (Zariyat. 55)

Nur suresi 31. ayet ve Nisa suresi 23. ayetlere okuyucular ve cevap yazan kardeşimiz bir kez daha bakabilirler.

Yazımı okuyan kardeşler nefislerimizi bir kenara bırakım ve aklı selim bir şekilde soracağım sorulara cevaplar arayalım bakalım ortaya ne gibi cevaplar çıkacak, sizden bunu rica ediyorum.!

Şimdi düşünün ilim talep eden ve haramlardan sakınan birisi olarak, bakkal dükkanı veya başka bir yer işletiyorsunuz;

-İçeriye peçesi olan ve hafiften kamburu olan bir bayan giriyor ve size bir not kağıdı uzatıyor ve konuşmuyor, not kağıdında istediği şeyler yazılı, siz onları veriyorsunuz ve siz teyze diyorsunuz size herhangi bir cevap vermiyor ve bir ayet yazıyor veya bir hadis yazıyor.

-Siz bu durumda karşınızda ki bayana bir ayet ve hadis yazıp sürekli ayet ve hadis yazmak üzere konuşmadan anlatlaşma yapabilirmisiniz.?

-Olası ihtimaller: Teyze evli olabilir, teyze değildir, evli genç bir bayan olabilir, bekar bir kız olabilir, gerçekten kambur ve evli bir bayan olabilir, kambur evli ve sapık düşünceleri olan bir bayan olabilir veya iyi niyetli kambur veya kambur olmayan bir bayan veya teyze olabilir.!

-Yukarda saymış olduğum ihtimallerin hiç birisinde bu bayan bizim mahrememiz değil ve kendisi ile bu şekilde bir anlatlaşma yapmamız islam ahkamında hüküm olarak nedir? Cevabını size bırakıyorum…

-Yukarda saymış olduğum ihtimalleri taşıyan bayanın; Eşimiz, kız kardeşimiz, kızımız, teyzemiz, halamız veya yakın bir akrabamız olduğunu düşünelim.! Cevabımız romanda ki gibi, evet bu çok takvalı bir hareket bu şekilde yabancı bir erkek ile ayet ve hadis paylaşmak kaydı ile notlaşmalarında (Konuşmadan) bir sakınca yoktur mu olacaktır.? 

-Veya bu kendisine kambur süsü vermiş ve bakkalcı müslüman çocukla ayet ve hadis noktasında notlaşan bekar kızımız ise ve bizim bundan haberimiz yok ise haberimiz olduğunda, MaşaAllah kızım ne kadar da takvalı bir hareket sergiliyorsun deyip, kızımıza övgülermi düzeceğiz.?

-İlim okuyan ve talep eden ve sürekli kitap okuyan bir bakkal dükkanı işleten oğlumuza veya arkadaşımıza, ayet ve hadisleri, bir hocadan dinlemesi ve öğrenmesi veya yanıbaşında duran Kur’an ve hadis kitaplarından öğrenmesinimi tavsiye etmeliyiz, yoksa kendisine haram olan bir bayandan, (konuşmadan) not kağıtlarını birbirlerine vererek öğrenmesinimi tavsiye edeceğiz.?

-Romanda yaşanan hadiseyi neden sosyal medya ve Facebook’a bağladığımla alakalı itirazlar gelmiş.

-Herkesin bakkal dükkanı olmadığı için, ve gerçek ortamda romandan ilham aldıkları bu “Takvalı evlilik modelini” uygulayamayacakları için, romanı okuyan özellikle genç bayan kardeşlerimiz ve erkek kardeşlerimiz ilk fırsatta -yazar ve bazı okuyuculara- göre haram ve ahlak dışı olmayan bu evlilik modelini sanal dünyada bir takım rutuşlarla uygulamaya sokacaklardır.

-Ben tekrardan soruyorum, bu anlatılan evlenme modelinde bir sıkıntı yoksa, bunun Facebook veya başka bir platformda uygulanmasında da bir sakınca yoktur. Kimse bana bu eleştirimden dolayı kızmasın.(!)

Yılmaz kardeşimiz romanda bir sorun olmadığını ve kendisine haksızlık yaptığımızı söylüyor, neden Enes ve Firdevs’in evlik durumlarını ve cihada gitmelerini eleştirmedim de, Ahmed ve Şehide’nin ahvalini neden eleştirdim sorusunu sizinde bir kez daha kendinize sormanız gerekiyor.

"Hifa Hatun" uydurma hadisi ile alakalı, Mehmet Emin Akın hocanın yazmış olduğu reddiyeyide ilk cevabımda dile getirmiştim, ona herhangi bir cevap vermemişssiniz.!

Son olarak; Yılmaz Cengiz kardeşimizden daha anlamlı ve islami davet ve gençlerin bilinçlenmesi noktasında daha kaliteli romanlar yazmasını Allah azze ve celle’den diler, hataları ve hatalarımızı Rabbimizin affetmesini niyaz ederim.

 

Selam ve dua ile….

 

Musa Özbek

www.ummetislam.net Editörü

Twitter: @musaozbekk