JustPaste.it

Aldar Xelîl: Yeni Suriye herkesin içinde özgür olabileceği şekilde demokratik olmalı

İçinden geçilen sürecin Suriye’nin geleceğini belirlediğini söyleyen PYD Eşbaşkanlık Komitesi üyesi Aldar Xelil, Suriye’deki tüm aktörlere demokrasi, eşitlik ve özgürlük taleplerini dikkate almaları çağrısında bulundu.

Aldar Xelîl: Yeni Suriye herkesin içinde özgür olabileceği şekilde demokratik olmalı 
13 Aralık 2024    12:22
HABER MERKEZİ

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanlık Komitesi üyesi Aldar Xelil, Baas rejiminin düşmesinin ardından Suriye’de yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

 

‘İNŞA DEVRİMİ BAŞLADI’

Esad rejiminin gitmesinin devrimin yeni bir aşaması olduğuna dikkat çeken Xelil, “Beşar Esad ve Baas rejiminin gidişi Suriye tarihinde yeni bir sayfa açtı. Ama bu devrimin bittiği anlamına gelmiyor. Tam tersine devrim inşa aşamasına geçti. Yeni rejimin inşası aşamasına girildi. Bu nedenle Baas rejiminin düşmesi devrimin kazanılmasının ilk aşaması olarak değerlendirilebilir. Bu sürecin ardından kurulacak yeni Suriye’nin demokratik olması gerekiyor. Herkesin özgürce yaşayabileceği bir Suriye olmalıdır. Dil, tarih, kültür, sanat, siyasi görüş, toplumsal her alanda bireylerin kendini dile getirebileceği bir ortamın sağlanması gerekiyor” şeklinde konuştu.

 

‘ÖZERK YÖNETİM SURİYE’Yİ PARÇALANMAKTAN KORUYOR’

Demokratik Özerk Yönetim deneyiminin rolüne değinen Xelil, "Bizim tecrübemiz var ve 2011 yılında başlattığımız bir projemiz var ve 2014 yılı başında Demokratik Özerk Yönetim sistemini kurduk. Bu yönetimin kuruluşundan bu yana 10 yıldan fazla zaman geçti. Suriye krizine çözüm örneği olan Özerk Yönetim’in Suriye'den ayrılmaya niyetinin olmaması ve ilkelerinin ulusal olması kendini kanıtladı. Diğer projelerde Suriye’nin bölünme riski ve korkusu var ama Özerk Yönetim projesi hem bizi bölünme risklerinden uzak tutuyor hem de Suriye’de birlik temellerini güçlendiriyor” ifadelerini kullandı.

 

‘SURİYE’DE SADECE HTŞ DEĞİL DİĞER GÜÇLER DE VAR’

Heyet Tehrir El Şam'la yaşanan çatışmalara ilişkin Xelil, “Heyet Tehrir El Şam Şam'da ama yalnız değil, Suriye'de sahada aktif ve etkili güçler var. Şu anda Suriye'de yaşananlar bütün güçlerin kombinasyonudur. Bu kombinasyonun öncülüğünü Heyet Tehrir El Şam yapıyor.

İlişkilere gelince, şu anda bu ilişkilerin diğer taraflar aracılığıyla ve dolaylı yollarla geliştirilmesine yönelik çabalar var ama umarım Suriye'deki sorunların çoğunun çözümüne yardımcı olacak doğrudan iletişim ve tartışmalar yapabileceğimiz düzeye ulaşırız” dedi.

 

‘İKTİDAR ÇATIŞMALARINA GİRMEYECEĞİZ’

İktidar çatışmalarının olup olmayacağı ihtimalini değerlendiren Xelil, “Artık sahada çok sayıda parti ve grup var ve bunların arasında çatışma ve güç mücadelelerinin çıkmasından korkuyoruz. Bu da Suriye'yi iç savaşa ve iç çatışmalara sürükleyebilir. İktidar mücadelesi çok olumsuz sonuçlanabilecek bir mücadeledir. Bizim temel ilkelerimizden biri de güç çatışmalarına girmemektir. Demokratik bir Suriye inşa etmeye odaklanıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

‘ŞEHBA HALKI KATLİAMDAN KURTARILDI’

Şehba'da yerinden edilen halkın durumuna değinen Xelil, “Başlangıçta Suriye Demokratik Güçleri, halkımızın orada katliamlarla karşılaşmaması için Şehba'ya ulaşmak için güvenli bir koridor açmaya çalıştı ancak Halep düştü. Rusya ve askeri güçler o bölgeden çekildi ve askeri güç dengeleri değişti, ardından QSD Şehba'ya güvenli bir koridor açamadı. Fırat'ın doğusunda güvenli bir koridor yoksa halkımıza yönelik katliamlar ve zulümler yaşanacak demektir. Oradaki halkımızın katliamlardan kurtarılması kararı alındı” diye konuştu.

 

‘TİŞRİN BARAJI ULUSAL BİR KAYNAKTIR’

Tişrin Barajı'nın ulusal bir kaynak olduğunu, rejimin etkisi olmadığı ve başarısız olduğu için QSD ve Özerk Yönetim'in bu ulusal zenginliği koruduğunu ve kullandığını bildiren, Xelil, Özerk Yönetim’in kontrolünde olduğu süre içerisinde bölge halkının barajın elektriğinden ve tarımsal getirisinden faydalandığını vurguladı.

Xelil, “Ortaya çıkan yeni durumda bu barajın tüm Suriye'deki işleri yönetecek yönetime bağlı olması en doğrusu olacaktır. Barajın ulusal mülkiyet olarak belli bir partinin elinde kalmaması gerekiyor. Dolayısıyla QSD, bu yıllarda tarihi görevini yerine getirmiştir ve baraj meselesinde art bir niyeti yoktur. Parti olarak, yönetim olarak ve sahadaki taraflar olarak hepimiz bu barajın yeni Suriye'de idari görevleri üstlenecek yönetime ait olduğunu destekliyoruz ve barajın bir partinin kontrolünde olmasını kabul etmiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

 

‘ULUSAL KAYNAKLAR TÜM SURİYELİLER İÇİN KULLANILMALI’

Bölgenin diğer kaynaklarına da değinen Xelil, "Bölgede petrol, su, barajlar, tarım gibi ulusal kaynaklar var ve bunların hepsi ulusal kaynaklardır. Rejim bize yardım etmedi ve yaklaşımları net değildi. Biz bu zenginlikleri Şam'la paylaşamadık çünkü Suriye'deki iktidar rejimi buna engel oluyordu.

Ancak bir sonraki aşamada bu ulusal kurum ve varlıkların seçimi, yatırımı, geliştirilmesi yöntem ve mekanizmasının belirlenmesi ve bunların nasıl tüm Suriye halkının hizmetine sunulacağı konusunda hep birlikte işbirliği yapabiliriz. Tabii Şam ile Demokratik Özerk Yönetim bölgeleri arasındaki iletişimin yöntemi ve tarzı konusunda anlaşma ve diyalog sonrasında bunu yapabiliriz. Mesela ülkenin genel bütçesi ne olacak ve nasıl dağıtılacak, Suriye'nin adı ne olacak, yönetim tarzı ne olacak gibi tüm konuları tartışıp tükettikten sonra bunları yapabiliriz.  Suriye'de bir arada yaşama ve ulusal kaynakların adil paylaşımı da dahil olmak üzere demokratik çözüme ulaşılmasını sağlayacak tüm çözümlere açığız" şeklinde konuştu.

 

‘SÜREÇ SURİYE’NİN GELECEĞİNİ BELİRLİYOR’

Xelil, konuşmasının sonunda şunları söyledi: "İçinde bulunduğumuz süreç, yapacaklarımıza göre Suriye'nin geleceğinin kaderini belirleyecektir. Herkesi birbirinin görüşlerini dinlemeye ve eşitlik, adalet ve özgürlük isteyen demokratik fikirlere öncelik vermeye çağırıyorum.”

 

(rr)

ANHA

 

https://youtu.be/jc2hBtPJtT8