İbrahim Akın
- Bölgeyi dolaşırken her yerde heyecan çok yüksek özellikle genç nüfus açısından çok iyi bir durum var. Bu bize umut veriyor. İkincisi de en büyük heyecanı, morali veren ve ortak duygudaşlığı yaşadığım yer Batman diyebilirim. El sallayan, kalp işareti gösteren, zafer işareti yapan insanlar topluluğu büyük moral veriyor.
- "Yeşil Sol Parti’nin ortaya çıkaracağı vekil sayısı Türkiye’de yeni bir sürecin anahtarı ama kötülüklere karşı da anahtarın kapatılacağı bir rol üstlenecek. Biz Kılıçdaroğlu ile Erdoğan’ı değiştireceğiz ama yeni demokratik cumhuriyeti kurmak için Yeşil Sol Parti’yi güçlü bir şekilde Meclis’te olmasını sağlamamız lazım.
GÜLCAN DERELİ
Uşak İç Ege'de kalır ve kilim dokumasıyla meşhurdur. Eskilerin tabiri ile solcusu da sağcısı da meşhurdur. Yeşil Sol Partisi Eşsözcüsü İbrahim Akın'ın memleketidir Uşak. Seçime sayılı günler kalırken Akın'ı yakından tanımak için kendisiyle röportaj yapıyoruz. Akın, Uşak'ın Ulubey ilçesine bağlı Kurudere köyünde 1961 yılında dünyaya gelir. O da birçok köylü çocuk gibi ailesinin yükünü daha çocuk yaşlarda omuzlayanlardan. 6 çocuklu bir ailenin bir ferdi olan Akın, tarım ve hayvancılık ile uğraşan ailesinin yükünü hafifletmek için hayvanlarla ilgilenir. Köyde ilkokul vardır ancak sayı az olduğu için çocuklar çok erken yaşta okula başlamak zorundadır. Akın da daha 5 buçuk yaşındayken okula başlamak zorundadır. O yılları Akın şu sözlerle anlatıyor: "Bir tarafından ailenin ekonomik koşullarından dolayı hayvancılıkla uğraşırken bir taraftan da okul. Bir sınıf vardı, bir sınıf aynı zamanda 5 sınıftı. Bir öğretmen 5 sınıfın derslerini vermeye çalışıyordu. 5 buçuk yaşında okula gittiğim için zorluklar yaşayan bir çocuk oldum. Biraz ezikliklerimiz oldu o konuda."
Mücadelesi küçükken başlar
Akın ilkokulu bitirir ve ortaokulu Ulubey ilçesinde okur. Ancak burada da farklı zorluklarla karşılaşır. Okula gidip gelmek onun için bir yaşam mücadelesine dönüşür. Nedenini de Akın'dan dinliyoruz: "Babam o arada Almanya’ya gitti. Tabi ondan sonra hayat şartlarımız daha zorlaştı. Bütün sorunları kardeşlerimizle, annemle beraber çözmeye çalıştık. Tarım ve hayvancılıkla uğraşmaya devam ettik. Sonra hayvancılık bitti. Tarımla uğraşmaya devam ettik. Kısaca bir köy hayatında doğmuş büyümüş, zorluklar yaşamış bir çocuk olarak yaşamıma başlamış oldum" diyor. 70'li yıllarda küçük ama sosyal bir köy olarak tanımlanır Kurudere köyü hatta 'Küçük İstanbul' bile denir. Akın'ın amcası 68 kuşağındandır. Akın'ın politikleşmesinde onun da katkısı vardır. Akın, amcası için ve o zamana dair şöyle diyor: "İlkokul çağındayken bize okuma -yanı sıra toplumu, siyaseti anlatmaya çalışıyorlardı. Biz böyle gençlerle toplanır kitap okurken askerler bastı ve amcamı Eskişehir Üniversitesi'nde bir olaydan dolayı götürdüler. En unutulmayan anımdır. Amcam şu anda da hocamdır."
Denizler Ulubey'i de etkiler
Daha ilkokul son sınıftayken amcasının götürülmesiyle politikleşmeye başlayan Akın, o dönem için şu sözleri kullanıyor: "Bir tarafıyla sol-sağ diye bahsedilen ama bizim için devrimcilik, faşist çatışmasının egemen olduğu bir süreçte oldu. Mesela ilk kavgamız bize bir saldırı oldu ortaokul ikinci sınıftaydı, o dönem onu hatırlıyorum. O zaman MHP’li faşist diye hitap ettiğimiz bir grup bizim durumumuzu gelenek olarak bildikleri için bize saldırdılar ve ben yaralanmıştım. Şimdi şaka gibi geliyor. Bizim dönemimizde politikleşme süreci çok hızlıydı."
O yıllarda Mahir Çayanların, Deniz Gezmişlerin yarattığı iklim Uşak'taki gençliği de etkiler ve sempatiyle karşılanır. Ulubey'de de gençlerde politik saflaşma süreci başlar. Ancak buna karşı faşizm de devlet desteğiyle kendini örgütler. Gençlik yıllarını değinen Akın, "Uşak'ta özellikle faşistler çok güçlüydü. Bir dönem ben okula gidip gelmekte zorlanıyordum. Örneğin ortaokulda bu durum çok daha şiddetliydi. Bizim mahallemizde biraz onlar güçlülerdi. Ben de o mahallede yaşamak zorunda kalıyordum. Aynı zamanda okula gidip gelirken de çok saldırıya uğradım. Lise çağında o çok daha şiddetlendi. Benim politik olarak yaşadığım saldırılar karşısında neredeyse hayatımızı yaşamamızı savunmak en temel görev haline geldi." Akın'ın en büyük motivasyonu ise uluslararası mücadeleyi sembolüze eden şarkılar olur. Çocukluk ve gençlik yılları sol mücadele içinde geçen Akın, sonrasında da bu mücadeleye devam eder. Şimdilerde herkes onu Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü olarak tanıyor. Seçim yaklaştığı için ülkeyi baştan başa gezip hedeflerini anlatmakla meşgul. Bu yoğun mesaide gözlemlerini merak ediyorum.
Neredeyse 17 partiyi temsil ediyoruz
Yoğun bir atmosferde seçim çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Akın, şunları söylüyor: "Seçim tabi ki bizim için normal bir seçim değil. Seçime girme konusunda hazırlıklarımız olmakla beraber 3-4 aya varan bir süre nerde nasıl bir seçime gireceğiz hangi partiden gireceğiz tartışması HDP bünyesinde çok tartışmalı konu oldu. Dolayısıyla bu seçim diğer seçimlerden farklı. Son iki ay öncesi karar verilmiş bir partinin sözcülüğünü yapmakla, bir sorumluluk almakla karşı karşıya kaldık. Bu bizim için onur olduğu kadar da bu çok bileşenli olduğumuz için hepsini temsil etmek ve hepsiyle ortak bir mücadele hattını örmek bakımından -birikimlerimiz olduğunu söylemekle beraber- kolay olduğunu da düşünmüyorum. O anlamda sadece bir partiyi değil neredeyse 17 partiyi temsilen bir siyaset kurmaya çalışıyoruz. Bu zor koşulların bize olanaklar da çıkardığını, yaratıcılık da ortaya çıkardığını düşünüyorum. Oradan kastettiğim şu adaylarımızı belirlerken de söylemiştim biz aynı zamanda çok bileşenli partiyiz, şu anda HDP eşbaşkanlarımız, bir tarafıyla DBP eşbaşkanlarımız diğer siyasi bileşenlerimizin temsilcileriyle beraber sahada hiçbir partinin temsiliyet kabiliyeti olmayan bir sözü örgütlüyoruz. Bu aynı zamanda tekçi zihniyet karşısında çoklu temsiliyetin de ne kadar kıymetli olduğunu göstermek bakımından güzel bir örnek olduğunu düşünüyorum. Mesela Erdoğan hasta oldu AKP bitti neredeyse, kimse konuşamaz hale geldi. Bu aynı zamanda Türkiye’nin yönetilme biçimi bakımından da seçim sırasında gördüğümüz model ve örnek açısından kıymetli. Bir kişiye bağlı olmak ya da tekçi zihniyetin ne kadar engelleyici, köreltici, işlevsiz olduğunu göstermek açısından da önemli."
Seferberliğimiz devam ediyor
Yeşil Sol Partisi Türkiye'nin 81 ilinde ve 87 seçim bölgesinde aralıksız çalışmalarını sürdürüyor. Çalışmalarının güçlü ve moralli geçtiğini dile getiren Akın, "Özellikle Kurdistan coğrafyasında Kürt halkının gösterdiği yüksek mücadele, moral ve direnç bana büyük ölçüde gerçekten enerji veriyor. Batı yakası biraz dağınık, aynı zamanda motivasyon açısında sorun olmakla beraber buraların da toparlandığını düşünüyorum. İstanbul, İzmir, Ege'nin bütün illerinde yaptığımız mitinglerde iyi bir çalışma atmosferi ortaya çıktı. Ben birinci turda bu meselesinin çözülmesi için az zamanımızın kaldığını ama başarma konusunda daha umutlu olduğumuzu ifade edebilirim. Çeşitli çalışmalar ve anketler yapılıyor ama asıl sorun bence bu rejimden kurtulurken bir başka gerçekliğimiz daha var bizim; iddia ettiğimiz üçüncü yolun güçlü bir şekilde Meclis'e taşınması. Yani Yeşil Sol Parti şemsiyesi altında onun ağacının altında topladığımız bütün bu ittifakların seçimden sonra yeni bir Türkiye’yi, yeni bir yüz yılı örgütlemek bakımından değerli olduğunu düşünüyoruz. Bunu her yerde anlatmaya çalışıyoruz. Bunu başarırsak yüz yıllık tarihimizin bütün kötülüklerinin tekrar edilmemesinin güçlü bir olanağını yaratacağımıza inanıyoruz. Bu umut ve inançla seçim çalışmasını daha güçlü örgütlemek için seferberliğimiz, çalışmamız, mücadelemiz devam ediyor" diye vurguluyor.
Korku duvarı aşıldı
Akın, daha önce Kurdistan coğrafyasındaki çalışmalara aktif katılan birisi değildir. Daha çok batı ve Ege bölgesinde çalışmalar yürüten bir siyasetçidir. Ancak HDP içerisinde de örgütlenme çalışmalarında yer almış bir isim. Kendisine Kurdistan'daki mevcut çalışmalarda edindiği izlenimleri soruyorum: "Bütün baskı ve zorluklara rağmen, 7 Haziran'daki demokratik ortam olmamasına rağmen, üzerimizde devletin her türlü baskısı terörü olmasına rağmen insanların itiraz etme duygusu ve mücadeleye katılma azmi yüksek olduğunu düşünüyorum. Bunun yarattığı durum şudur bence: 7 yılda bütün bu yok etme, inisiyatifsiz bırakma, seçeneksiz bırakma çabasının boşa çıktığını, AKP’nin, MHP’nin sürdürdüğü siyasetin başarısız olduğunu gösteriyor. Batı yakasından ölçek olarak bakıldığında tabi ki insanların korkusu, kaygısı olabilir ama bölgede bu korku duvarı aşıldı. Çünkü bir tarafıyla polisin baskısı var, o bir tarafıyla bütün halkımız miting meydanlarında özgürce sözünü söyleme konusunda tereddüt etmeden tutum aldılar. Her türlü operasyon ve saldırılar karşısında tutum aldılar. Bu bence çok onurlu ve umut verici. Ve bölgedeki güçlü destek bizim sandıktaki vekil sayımızın artmasına çok büyük olanak sağlayacak. Bu duygu yayılmaya başladı. Bu duygu aynı zamanda birinci turda bu meselenin halledilmesi bakımından da olumlu bir sonuç üretiyor."
Gençlerden ve Batman'dan çok etkilenir
Akın'ın en çok etkileyen ise gençler ile Batman olmuş. Sözü kendisine bırakıyorum: "Bölgeyi dolaşırken her yerde heyecan çok yüksek özellikle genç nüfus açısından çok iyi bir durum var. Bu AKP’nin 21 yıllık iktidarı döneminde gençlerin bu kadar AKP’ye karşı aldığı tutum, motivasyon gelecek bakımından umut verici. Hem yaşayan insanların yaşadıklarını görmesi aynı zamanda itirazlarının güçlü olması yeni dönemin yeniden yapılanması bakımından bize umut veriyor. Gelen kuşak çok iyi geliyor. Bu anlamda bu umut verici. İkincisi de bölge dolaşmalarım sırasında en büyük heyecanı, morali veren ve ortak duygudaşlığı yaşadığım yer Batman diyebilirim. Batman’da bütün caddelerde dolaşırken gördüğümüz herkes bizimle bir sevgi seli halinde kucaklaştı. Bu kadar ortaklaşmak, bu kadar duygudaşlık ve ortak bir tutum almak insana inanılmaz bir moral veriyor. Tepkisiz bir insan yoktu. El sallayan, kalp işareti gösteren, zafer işareti yapan insanlar topluluğu ile karşılaşmak insana tabi ki büyük moral veriyor. Benim için en önemli an Batman’daki yaptığımız turdu."
Sorumluluğumuzun farkındayız
14 Mayıs sonrası için hedeflerinin çok güçlü olduğuna dikkat çeken Akın, "Seçim şimdi bir an gibi görünüyor. 14 Mayıs akşamı bu seçimlerden güçlü bir şekilde sandığa yansıyan oyun sandıktan çıkmasını sağlamak ve güvenliğini aldıktan sonra elbette yeni bir sürece doğru gireceğiz. Bizim umudumuz 14 Mayıs’ta bu sürecin bitmesini sağlamak. Ve 15 Mayıs’a kalmamasını temin etmek. Çünkü iddia ettiğimiz gibi bir gün bile bu iktidarın ayakta kalması zarardır diye düşünüyoruz. O nedenle biz cehennemin kapısını kapatmak diye tabir ettiğimiz günün 14 Mayıs olmasını diliyor ve istiyoruz. Bunun için mücadele edeceğiz. Ama 15 Mayıs’ta yeni bir süreç başlayacak. Yeni bir sürecin başlaması her bakımdan yeni bir durum olacağını düşünüyoruz ama kolay olmayacak. Çünkü Türkiye’nin çok birikmiş sorunu var. Bu ülkede ekonomisiyle, toplumsal ortak yurttaşlık ilişkisinin temin edilmesiyle, adalet duygusuyla, devletin bütün mekanizmasıyla, ekolojik tahribatla inanılmaz yıkıcı bir iktidar ile karşı karşıya kaldık. Ve bu yaratılan yıkıcılığın bir anda iktidar değişikliği ile çözülemeyeceğinin farkındayız. Dolayısıyla sorumluluğumuzun da farkındayız. Bunun için de 15 Mayıs’tan itibaren ortaya çıkan profile muhalefet dengelerine bakarak bize hangi sorumluluk düşerse bizim sorumluktan kaçmaya niyetimiz yok. Aksine sorumluk alarak çözüm odağı içerisinde olmak istiyoruz. Biz sadece itiraz eden bir parti olmaktan çok Türkiye’nin kaderini etkileyecek bir siyasal kuvvet olmanın, çözüm gücü olmanın iddiasını taşıyoruz" diye vurguluyor.
Çözüm konusunda hazırlıklarımız var
Amaçlarını güzel sözlerle değil pratiklerle ortaya koyacaklarını söyleyen Akın, şöyle devam ediyor: "Yeşil Sol Parti’nin ortaya çıkaracağı vekil sayısı Türkiye’de yeni bir sürecin yenilikler tarafından anahtarın açıldığı ama kötülüklere karşı da anahtarın kapatılacağı bir rol üstleneceğine inanıyoruz. Eğer elimizde bu kadar güçlü bir anahtar olursa tabiri caizse biz cennetin kapısını sonuna kadar açabilecek bir yol haritası çıkarmaya hazırız. Seçim beyannamemizi bu konuda çok net koyduk. Çözüm konusunda hazırlıklarımız var. Ama çözüm aynı zamanda siyasette güç ve ilişki dengesiyle temin edilebiliyor. Güzel sözler değil o güzel sözleri hayata geçirebilecek gücü elde etmeye ihtiyaç var. Bu güç de sadece Meclis olmayacak. Bu ortaya çıkardığımız toplumsal mücadeledeki duyarlılığı saha yansıtabileceğimiz, Meclis ile sokak mücadelemizi aynı zamanda hayatın içindeki mücadelemizi birleştirebilirsek önümüzdeki yüz yılın güzel bir yüz yıl olmasının adımlarını 15 Mayıs’tan sonra atacağımıza inanıyoruz. O bakımdan umutluyuz, bu konuda çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Yeni bir baharın oluşması ve 15 Mayıs’ta birlikte bunun kutlanması -ben miting meydanlarında söylüyorum halaylara duracağız, yan yana duracağız, omuz omuza duracağız ve yeni bir bahara açılacağız diye- bu duygularımı da sizinle paylaşmak isterim."
Sandıkları bırakmayalım
Halka çağrıda bulunan Akın, sözlerini şöyle tamamlıyor: "Bizim bundan sonra önümüzde 'oyumuzu nasıl kullanacağız, bu sandıklardan nasıl bir sonuç çıkaracağız. Ve bu sandıklardan sonuç çıkarmak için ne yapacağız' sorularına cevap için herkese görev düştüğünü düşünüyoruz. Biz Yeşil Sol Parti’nin bütün bileşenleriyle beraber sahada bu çalışmayı yürütüyoruz. Ulaşamadığımız, bilemediğimiz insanlar olabilir; bir Yeşil Sol Parti’ye oy vereceğiz, bir de cumhurbaşkanlığı oyunda değişiklik yapabilmek için ve Erdoğan’ı gönderebilmek için bir kişiye oy vereceğiz. Bu oy vereceğimiz kişi doğal olarak şu aşamada dördü içerisinde en uygun olan Kılıçdaroğlu. Dolayısıyla ona oy vereceğiz. Ama asıl partimize oy vereceğiz. Biz Kılıçdaroğlu ile Erdoğan’ı değiştireceğiz ama yeni demokratik cumhuriyeti kurmak için Yeşil Sol Parti’nin güçlü bir şekilde Meclis’te olmasını sağlamak için güçlü bir Meclis tablosunun ortaya çıkarılması lazım. Bu tablo da doğal olarak seçmenlerimiz doğru yere doğru oy kullanması lazım. Yeşil Sol Parti’nin ağacının altındaki boşluğa mühürleri vurduklarında bütün irademizle sandıkta sonuç alma şansımızı sağlamış olacağız. Bütün yurttaşlarımıza bu konuda çalışma yapmasını arzu ediyoruz. Seçim günü de müşahit olmalarını, sorumlu olmalarını, oy verip evlerine gitmemelerini, mümkün olduğu kadar da oy verdikleri yerlerde sayım sırasında bulunmalarını, onurumuz olan oyumuza sahip çıkıp değişimin sağlaması konusunda irade oluşturmalarını rica ediyoruz bütün halkımızdan. Ve bu vesileyle yeni bir sürecin başlaması için 15 Mayıs’ta güzel bir yarında buluşmayı diliyoruz."