JustPaste.it

Tahrir'in esirlere muamelesi ve Devle meselesi

Yayılan video ile alakalı birkaç noktaya değineceğim, ama öncelikle belirtmek isterim, bunlar benim acizane kendi düşünce yapımla meseleye baktığım bakış açısıdır. Bunları yazarken sadece mesele ile alakalı bilinmeyen bir taraf var mıdır diye sordurdum, şu anlık kardeşin video da söylediklerini esas alarak yazacağım, ilerleyen günlerde aksi bir durum ortaya çıkarsa onlara göre konuşuruz. Öncelikle kardeşin video da bahsettiği meselelere daha önceden değinmiştim, bunların, özellikle Tahrir'in hapislerinde yaşananların zulüm olduğunu söylemiştim. Bunlar inkar edilemez gerçekler ki zaten kendi içlerinden kardeşlerinde ikrar ettiği bir mevzu bu. Tahrir esirler konusunda kesinlikle şeriata aykırı hareket ediyor, zulmediyor ve Müslümanların haklarına giriyor. Bu söylediklerim bazı olağan durumlar göz ardı edildiğinde de böyle. Yani işkenceyi geçtim, içeri alınanların normalde mahkemeye çıkarılmaksızın gereksiz yere uzun süre hapsedilmesi bile zulümdür. İşkence meselesine gelince, işkence yaptıkları da artık birçok kişinin şahitliği ile sabitlenmiş durumda. Ben burada; zaten islam devletleri hep bu şekilde yönetilmiştir, alimlere işkence edilmiştir, İslam Tarihi birçok kez zulümlere şahit olmuştur safsatasına girmeyeceğim. İslamda esire nasıl muamele edilmesi gerektiği bellidir, bunları anlatıp meseleyi uzatmaya gerek yok. Sadece sonuç noktasında; zalim olan kişiye nasıl muamele edilmedilir, işte bizim için önemli nokta burası. Evet Tahrir bu konuda ve diğer birkaç konuda zalimane bir tavır sergilemektedir. Bunu bir müslümanın tasvip etmesi asla ve asla düşünülemez. Peki Tahrir'in zalimane bir yapı olmasını şimdi cebimizde tutalım, gelelim meseleye geniş perspektiften bakmaya. Bu konuşan şahıs kendi anlattığından da anlaşılacağı üzere Devle'nin kamplarda kalan kadınlarını ve çocuklarını içeriden çıkarıp ya Türkiye'ye geçirmekle yada orada bırakmakla meşgul. Benim devle'nin kadınlarına karşı olan tavrım eskiden beri netti, ama bilmeyenler için tekrar söyleyeyim; onlar devle görüşünden dönmemişlerse, bulundukları menheci terk edip tevbe etmemişlerse ben onların müslümanların bölgesine alınmasına baştan beri karşıyım. Kardeşler mesele bir Müslümanı bir kafirin eline bırakmak değil, orada yaşayanlar sizler değilsiniz, bunları zamanında içeri aldıklarında çarşı pazar patlattılar mı patlatmadılar mı? Kafirleri bırakıp Müslümanları vurdular mı vurmadılar mı? Şimdi bana bunu da nasıl devle meselesine bağladın diyenler olacaktır, çünkü konuşulması gereken Tahrir'in zulmüydü. Ama kusura bakmayın biz bugünde bunları konuşuyorsak bunun sebebi de devledir. O kadar kadını ortada bırakıp kaçtılar, ceremesini hala Müslümanlar çekiyor. Yani Tahrir böyle bir şeye izin bile vermekle aslında iyilik yapmış ama devlecilerin şerrini tatmamış olanlar meseleyi idrak edemez. Bu şahsın içeri alınmasına gelince, şahsen düşünüyorum; birisi içeride münferit olarak girip bu kadar para akışıyla kamptan milleti çıkarmaya başlasa ve ben o bölgeyi yöneten kişi olsam şahsen bende bu adamdan şüphelenirim ve alır sorgulatırım. Arkadaşlar aslında herkes meseleye böyle birincil gözden bakmak zorundadır. Yoksa dışarıdan gözle olayı okumaya çalışırsanız sonuca uzak kalırsınız. Ama olayı birincil gözden düşünürken unutmayın; sorumlu olduğunuz bölgedeki o binlerce Müslümanın kanı size emanettir, güvenden ve emniyetten siz sorumlusunuzdur ve karşınızda mevzu bahis olan kimselerin zamanında şerrini kafirlerden daha çok görmüşsünüzdür. İçeriye tevbe edip etmediği bile belli olmayan bazılarını alırken kendi bölgenizdeki insanları düşünmeniz sizin için daha önceliklidir. Şimdi böyle kimseler aslen içeri alınmamalı, peki bunu geçtim, alınıp Türkiye'ye teslimine gelelim, dışarıdan olaya bakanlar birde burada maraz çıkarıyor. Neymiş; Müslümanlar kafire teslim ediliyormuş. Kardeşim sizin beyninizde sorun mu var, bunları almasa bir suç, alıp diğer tarafa verse başka türlü bir suç, e ne yapacak bu adamlar? Daha dün üstüne bomba bağlayıp Müslümanların arasında kendini patlatan, mücahidlere suikast düzenleyen bu haricileri alıp içlerinde mi barındıracaklar? Bunu zamanında yaptılar, devlecilere bir hak verdiler ama sağolsun devleciler Müslümanları hiç yanıltmadı. Kendilerine gelir gelmez yine mücahidleri hedef aldılar. Bu sebepten ben bunların Müslümanların bölgesine alınmasına -tevbe etmemişse ve görüşlerinden dönmediyse- kesinlikle karşıyım. Bu kardeşte böyle bir işe girişmiş, Allah mübarek kılsın, tanımadığım birisi kendisi hakkında iyi veya kötü zan beslemem, ama ben onun olduğu bölgede mes'ul olsam kesinlikle takibe alacağım insanlardan birisi. Bununla beraber kardeşin konuştuklarını esas alıyoruz, ama böyle meselelerde genellikle sonralardan ortaya anlatılmadık şeyler de çıkıyor. Tahrir birçok ünlü medyacıyı içeri alıp açıklama yapmamışken böyle bir mesele ile alakalı açıklama yapacağını ise hiç zannetmem. Cevlani hakkında zamanında (Bağdadiyi kastederek) "selefinin yolundan gidiyor, böyle zulmetmeye devam ederse sonu da aynı onun gibi olur" demiştim. Hala bu sözümün arkasındayım. Zulüm ile kimse abad olmaz. Sadece kardeşin meselesi üzerine değil, aksine diğer meseleleri de katarak genel bir açıdan diyorum bunu. Gerek diğer bazı gruplara karşı olan haksızlıkları ve zulümleri, haklarını gasbetmesi olsun, gerekse esirlere karşı olan muamelesi olsun. Ama bununla beraber her içeri aldıklarında haksızdırlar diyemeyiz. Adamlar köy veya kasaba yönetmiyor. Ortada 10 senelik bir cihad ve milyonlarca müslümanın kanı, malı ve ırzı söz konusu. Onlar hataları ile beraber bizim kardeşimizdir, ben yöneticiler, emniler veya kadılar hakkında konuşmuyorum, onlar hesaplarını Allah'a verecekler, bu zulümlerinin ve haksızlıklarının karşılığını kıyamette ödeyecekler, ama tebaları bizim kardeşlerimiz ve dostlarımızdır. Onlar ne mücrimlerin ne de tağutların askerleridir. Bilakis Allah'ın dini uğruna canlarını ortaya koymuş Allah'ın askerleridir. Benim onlar hakkında ki hüsnü zannım budur, Rabbim onları benim hüsnü zannım üzerine kılsın.

Bitirmeden önce, devlecilerin bu mesele üzerinden Cevlaniyi tağut, mücrim, münafık gibi laflarla yaftaladıklarını gördüm. Peki bunun sebebi nedir? Sizin bacılarınızın mürtedlerin bölgesine sığınmasını mı onaylıyorsunuz? Tabi ki bunu onaylayamazsınız çünkü o kıt aklınızla sığınan kimsenin de mürtedlerden olduğunu ilan edersiniz. Peki yaptığı işkencelerden ötürü mü? Eğer sebep buysa dönünde geçmişinize bakın. Cevlani sadece sizin yolunuzu takip ediyor. Sizin hapislerinizden adamlar çıksaydı Allah bilir nasıl şahitlikler yapacaktı ki, içeriden sağlam bir adam çıkamadı. Ama buna da gerek yok, zamanında esirleri dövüp işkence ederken sizin sefih adamlarınız zaten video çekip yayınladılar. Diğer cephelere zorla mürted dedirttiler, bunun için dövdüler ve işkence ettiler, üstüne birde yayınladılar. Zaten meseleyi takip edenler için bu videolar açıktır. Peki Cevlani'nin tağut veya zındık olma sebebi buysa sizler nesiniz? Esirlere muamele konusunda ağzını açacak son güruh sizlersiniz, konuşmadan önce biraz tarihinizi düşünün.

 

(Mesele ile alakalı yeni gelişmeler olur, yeni bilgiler edinirsem onları da inşaAllah devamıyla yayınlarım)

 

-Mu'tasım