DEM Parti Meclis Grup Başkanvekili Sezai Temelli, yürütülen 'barış' sürecine rağmen bütçede militarist harcamaların artmasına tepki gösterirken, sürecin yasalaşma ve toplumsallaşma boyutlarının öne çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Temelli, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemindeki vakıflarla ilgili kanun teklifini eleştirerek, teklifin vakıfların ve yerel yönetimlerin özerkliğini yok saydığını söyledi.
“Tarihsellikten, akıldan ve kültürden kopuk” bir anlayışla merkezileştirme ve ticarileştirme yapıldığını belirten Temelli, bu kanunun acilen geri çekilmesini talep etti.
Süreçle ilgili yasal düzenleme çağrısı yapan Temelli, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarının kritik bir aşamada olduğunu, kaybedilen zamanın telafi edilmesi ve gerekli yasaların yılsonu öncesi Meclis’e gelmesinin öncelikleri olduğunu söyledi.
Temelli, “Umuyoruz ki kaybedilen zamanın da telafisiyle yılsonuna kalmadan beklenen yasalar Meclis gündemine gelecek ve yasalaşacaktır. Bu tabii bizim umudumuz. Bu umudun gerçekleşmesi için de gereken çabayı ortaya koyacağız” dedi.
Cezaevi gündemine de dikkat çeken Temelli, infazdaki eşitsizlik ve hasta tutuklular konusuna vurgu yaptı.
Temelli, Türkiye’de 1.600’den fazla hasta tutuklu bulunduğunu, kapsamlı bir yasa teklifinin Meclis’te hâlâ yer almadığını belirtti. Ayrıca Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde 21 kadın tutsağın tahliyelerinin ertelendiğini söyledi.
Temelli, cezaevlerinde uygulanan “infaz yakma” yöntemini ciddi bir hak ihlali olarak nitelendirdi; uygulamanın hükümlülerin karşılarına çıkarılan üst kurulun sorularına dayanarak tahliyeyi engellediğini kaydetti.
Ekonomi ve vergi politikalarını da eleştiren Temelli, 2026 bütçe teklifinde sermayeden vazgeçilen vergiler ile emekçiden alınacak vergiler arasındaki dengesizliğe dikkat çekti: “sermayeden toplanmayacak. Kimden toplanacak? Emekçiden toplanacak (...) Emekçilerin üzerindeki vergi yükü yüzde 40'lara ulaşmış durumda.”
Temelli en sert eleştirisini ise güvenlik-militarist harcamalara yöneltti. Geçen yıl güvenlik sektörü için ayrılan kaynağın 40 milyar dolar olduğunu, bu yılın bütçesinde bunun 51 milyar doları aştığını ve bütçenin yaklaşık %11,5’inin güvenlik bürokrasisine ayrıldığını aktardı. Temelli, sürecin demokratik siyaset stratejisiyle silaha ihtiyaç duymadığını hatırlatarak, “Dolayısıyla demokratik siyaset stratejisinin bu denli silaha ihtiyaç duymadığı bir süreci yaşarken siz hâlâ silaha neden bu kadar çok kaynak ayırıyorsunuz?” diye sordu.
Temelli, son olarak halka ve Meclis’e seslenerek, devletin gündemindeki vakıf meselesi yerine mağduriyetlerin giderilmesi, cezaevi reformu, hasta tutukluların durumu ve sürecin yasalaşması gibi konuların öncelenmesi gerektiğini vurguladı.