Semra Güzel
- ÖHD üyesi ve HDP MYK Üyesi Av. Bülent Aşa: Bu fotoğraflarla sürekli Kürt siyasetine ya biat edeceksiniz ya da tutuklanacaksınız görüntüsünü vermek isteniyor. Gerek Orhan Doğan, gerek İdris Baluken gerekse Semra Güzel buna izin vermedi. Çünkü bunlar halkın vekilleri. Asla baş eğmediler, diz çökmediler.
- Avukat Veysi Eski: Çözüm Süreci'nin ardından Tayip Erdoğan’ın Ergenekon ile anlaşması neticesinde oluşan bir koalisyon söz konusu, bu koalisyona kurban olarak da Kürt siyasetçiler seçildi. Bu sürecin bir devamı olarak da sürüyor. Semra Güzel'e yönelik bu linç kampanyası da AKP’nin gündem saptırma kampanyasıdır.
- HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran: Bu duruma sessiz kalan herkesin en nihayetinde tarih önünde bu utanca ortak olacağını da bilmek lazım. Pervasızca bir milletvekiline aleni bir biçimde işkence eden iktidarın daha neler yapabileceğini hesaplamak ve artık yeter ve dur demenin zamanı geldi, geçti bile.
GÜLCAN DERELİ
Bazı kareler, görüntüler, koca bir tarihi kendine sığdırabilir. Geçmiş, şimdi ve gelecek aynı karede buluşur. "Tarih günümüzde gizli ve biz tarihin başlangıcında gizliyiz" yani. 6 milyon oy almış Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Semra Güzel’in gözaltından adliyeye sevk edilirken servis edilen görüntüleri, o görüntülerden. Bu karelerin iki yüzü vardır. Bir yüzü, devletin yüzyıllık Kürt politikasını, baş eğdirme çabasını, Kürt kadınlarına yaklaşımını anlatır. Bir yüzü de Kürt halkının yüzyıllık direnişini, baş eğmeme ısrarını, Kürt kadınlarının direniş öncülüğünü anlatır. Evet, bazen bir kare hem zalimliği hem de bir halk gerçeğinin baş eğmez hakikatini aynı anda içerir. Kürt siyasetçiler Orhan Doğan ve İdris Baluken de aynı baş eğdirme girişimine maruz kalmış ve baş eğmemişlerdi. Tarih, bir anda benzer kareleri önümüze serdi ve Seyid Rıza'nın son sözlerinde bugüne geldi. Seyid Rıza’nın, "Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun" sözleri, bir video görüntüsü ile yankılandı. HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel'e gözaltında yapılan işkenceyi, savcının tutumunu, doktor muayenesinde yaşadıklarını, baş eğmezliğini ve Kürt siyasetçilere yönelik işletilen yargı düzenini Güzel'in avukatlarından ÖHD üyesi ve HDP MYK Üyesi Av. Bülent Aşa, Avukat Veysi Eski ile HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ile konuştuk.
Kürtlere özel uygulama...
Kürt siyasetine yönelik 2 Mart 1994 Darbesini hatırlatan ve darbenin devam ettiğini dile getiren ÖHD üyesi Av. Bülent Aşa, "2 Mart darbesinde de dönemin hep milletvekili Leyla Zana, Hatip Dicle, Sırrı Sakık, Ahmet Türk ve diğer vekillerde Meclis'te dokunulmazlıkları kaldırılıp yine aynı görüntülerle basına servis edilip hepsi hapse atılmışlardı. Bu gelenek devam ediyor. Türk siyaseti hayatında Kürtlere yönelik bir darbe geleneğinin hala mevcut olduğunu gösteriyor. Bundan önce de 4 Kasım 2016’da da HDP’nin eş genel başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ dahil olmak üzere diğer milletvekillerimiz de bir gece darbe ile gözaltına alınıp tutuklanmışlardı. Yani özcesi Türkiye’de ikili bir hukuk sistemi işliyor. Dokunulmazlıkları kaldırılan Kürt milletvekilleri söz konusu olunca hemen fezlekeler devreye giriyor. Meclis'te hızlı bir şekilde dokunulmazlıklar kaldırılıp tutuklanıyorlar. Ama diğer partilerin milletvekillerine yönelik bu işlem uygulanmıyor. Sadece Kürtlere uygulanıyor" diye konuştu.
Fotoğraflar 2017'de ortaya çıkmıştı
HDP Milletvekili Semra Güzel'in basına sızdırılan fotoğrafları 4 yıl önce devletin eline geçmiş ancak o dönem vekil değil hekim olan Güzel'in fotoğrafları suç sayılmamıştı. Çözüm Süreci döneminde (2013-2015) hükümetin bilgisi dahilinde İmralı Heyeti üyelerinin Kandil’e gidip geldiği bir dönemdi. O dönem yakınlarını, kardeşlerini, evlatlarını görmek isteyen aileler de o şekilde ziyaret gerçekleştirmişti. Semra Güzel’de o dönem gerillaya katılan sözlüsünü görmek istemiş ve 2014 yılında Medya Savunma Alanı'nda görüşmüş ancak basına servis edilen fotoğraflar, 2017 yılında ortaya çıkmıştı. 2017 yılında bir çatışmada yaşamını yitiren gerillanın üzerinden çıkan flaş bellekte ortaya çıkmış ancak fotoğraflar yıllar sonra servis edilmişti.
Tasfiye girişimi
Peki neden yıllar sonra servis edilmişti? Bu sorumuza cevap veren Av. Bülent Aşa, "Çünkü o dönemde Semra Güzel milletvekili değildi. Yıllar sonra fotoğraf servis edilip kadın kimliği üzerinden hem bir itibar suikastine uğradı, hem de hakkında hemen fezleke düzenlenip dokunulmazlığı kaldırıldı. Seçimlerden hemen sonra seçilen bütün HDP milletvekilleri hakkında bizim gördüğümüz şu oldu: Hepsi hakkında birer dosya hazırlanmış vaziyette. Bu gerek gizli tanık ifadeleriyle olsun gerekse de güncel siyaset üzerinden yapılan basın açıklamaları, siyasi çalışmalar ile ilgili olsun hepsinin hakkında bir fezleke düzenlenmiş. Dolasıyla bunun yeri ve zamanı geldiğinde hemen servis ediliyor. 4 yıl boyunca herhangi bir şekilde Meclis’te bir yoklama alınmamasına rağmen sırf vekilliklerin düşürülmesi için Semra Güzel özelinde iki hafta üst üste yoklama alındı. Bunu da tamamıyla HDP’yi siyaset alanından tasfiye etme girişimi olarak görüyoruz" dedi.
Alelacele tutuklama!
Fotoğraflar servis edildikten sonra Güzel hakkında 2 fezleke hazırlandı. Birinci fezlekesi, söz konusu fotoğraf üzerinden "örgüte üyeliği" iddiasıyla hazırlandı. İkincisi ise bir gizli tanığın Semra Güzel hakkında vermiş olduğu ifadelerden yola çıkılarak yapıldı. Fezlekelere dair de konuşan Av. Bülent Aşa, şöyle dedi: "Fotoğraf yetmemiş olacak ki hemen bir gizli tanık bulunup bu fezlekesi düzenlendi. Şimdi mahkemede dokunulmazlığı kaldırıldığı için alelacele hakkında aranma kararı çıkardı. Geçtiğimiz gün Semra Güzel gözaltına alınıp, tutuklandı."
Görüntüler algı operasyonu
Güzel'in elleri ters kelepçelenmiş ve saçından çekilerek başının eğdirilmeye çalışıldığı bir video basına servis edildi. Halkın iradesi olan bir milletvekiline yapılan bu işkence görüntüleri büyük tepki çekti. Görüntülere dair de sorularımızı yanıtlayan Av. Aşa, "Görüntüler sınırı geçmek üzereyken yakalandığı, yine kılık değiştirdiği iddia edilerek servis edildi. Biz ilk gün emniyette görüştüğümüzde kendisinin peruk kullanmadığını gözlerimizle gördük. Saçı kızıl rengiydi ki milletvekilimizin daha önce de kızıl saçlı hali ile fotoları mevcut. Ve gözlüğü de kendisinin dereceli gözlüğü bunu da beyan etmiş. Herhangi bir şekilde sınır ihlali söz konusu değil gözaltına alındığı yer de Silivri’de bir dinlenme tesisidir. Bilinçli bir şekilde milletvekilimizi itibarsızlaştırmaya yönelik bir algı operasyonudur. Yine Semra Güzel’e ilişkin Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan görüntülerde adliyeye sevk edilirken hem ters kelepçe uygulandı hem de başı eğilmek istendi. Biz müvekkilimiz ile görüştüğümüz de aslında buna direndiğini sözlü olarak da orada polislere bunları yapamazsınız, başımızı eğdiremezsiniz dediğini söyledi. Ancak hepimizin gördüğü üzere başını eğmeyen Güzel'in görüntülerde sesi de kesilmiş" dedi.
Halkın vekilleri baş eğmedi
Kürt siyasetçilerine asla baş eğdirilemeyeceğine dikkat çeken Av. Aşa, "Bu fotoğraflarla sürekli Kürt siyasetine ya biat edeceksiniz ya da tutuklanacaksınız görüntüsünü vermek isteniyor. Ama halkın iradesi olan vekiller hiçbir şekilde diz çökmedi bundan sonra da diz çökmeyecek. Bu şekilde görüntülerin yayınlanması aslında bir şekilde bir baş eğdirme, bir diz çöktürme siyasetinin devam ettiğinin göstergesi. Gerek Orhan Doğan, gerek İdris Baluken gerekse Semra Güzel buna izin vermedi. Çünkü bunlar halkın vekilleri. Asla ve asla baş eğmediler, diz çökmediler."
Gözaltında işkence
Suç duyurusunda bulunacaklarını söyleyen Av. Aşa, sözlerine şöyle devam etti: "İşkenceye dair Semra Güzel’in ifadesini alan sorgu hakimine ve başsavcı vekiline de ilettik. Vekilimiz de, gözaltı sürecinde işkenceye uğradığını, adliyeye getirilirken ters kelepçe takılıp saçının çekildiğini, boynuna o kadar basıldı ki hala boynunun ağrıdığını söyledi. Savcı da bu bizim konumuz değil siz bununla ilgili suç duyurusunda bulunabilirsiniz dedi. Biz de kendisine haklarınızı hatırlattık. Bu bir işkencedir ve işkence reysen soruşturularak yürüyen bir şeydir. Siz de bu görüntüleri izlediniz. Dolayısıyla siz de bu görüntülerden yola çıkarak bu muameleyi yapan TEM Şube görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunabilirsiniz dedik ama tabi hiç oralı olmadı, ifadeye devam etti."
Doktor da suç işledi
Aynı zamanda Semra Güzel'in gözaltında kelepçeli muayene karşı çıktığını öğreniyoruz. Doktor kontrolünden olan bitine dair bilgi veren Av. Aşa, "Kendisi doktor kontrolüne çıktığı zaman kelepçesiz bir şekilde muayene talebini dile getirmiş ve perdenin çekilmesini istemiş. Ancak kendisini muayene eden doktor kelepçesini çıkarmamış ve perdeyi de çekmemiş. Polislerin bulunduğu ortamda muayene etmek istemiş milletvekilimiz de buna karşı çıkarak İstanbul Protokolü’nün uygulanmasını istemiş ancak muayene eden doktor uygulamayacağını söylemiş. Halkların Demokratik Partisi Merkezi Komisyonu olarak doktor kontrolündeki hekimi Türk Tabipler Birliği’ne şikayet edeceğiz. Aynı zamanda kendisi hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Yine aynı şekilde kendisine işkence eden TEM Şube görevlileri hakkında da ve bu görüntüleri yayılmasına sebep olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında da işkenceden dolayı suç duyurusunda bulunacağız" dedi.
AKP-Ergenekon koalisyonu!
Avukat Veysi Eski ise, "7 Haziran 2015 sonrası gelişen olaylar, patlamalar, bir sürü insanın hayatını kaybetmesi ve AKP’nin tek başına ondan sonra iktidarı eline alması ile birlikte özellikle Kürt siyasetine ve Kürt siyasetçilere karşı siyasi soykırım süreci başladı. Ve bu sürecin neticesinde HDP’nin eş genel başkanları da dahil birçok siyasetçi, yöneticilerin tutuklandı ve süreç bu şekilde devam etti. Çözüm Süreci’nde aslında HDP bir kolaylaştırıcı roldeydi, Çözüm Süreci’nin taraflarının kimler olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama bunun intikamı adeta HDP’den alınmaya çalışıldı. Çünkü Çözüm Süreci ciddi anlamda Türkiye haklarına ve Kürt halkına bir umut olmuştu. Tayip Erdoğan’ın ve AKP’nin Ergenekon ile anlaşması neticesinde oluşan bir koalisyon söz konusu bu koalisyona kurban olarak da Kürt siyasetçiler seçildi. Bu sürecin bir devamı olarak da sürüyor" dedi.
Aktrollerin yargısıyla başlayan bir süreçti
Fotoğrafların 2017'de ortaya çıktığını hatırlatan Av. Eski, "O dönemin soruşturma makamları burada herhangi bir suç oluşmayacağını da bildikleri için bir işlem yapmıyorlar. Ta ki Süleyman Soylu’nun eline bu fotoğraflar servis edilene kadar. Ona servis edildikten sonra bir linç kampanyası başlatıldı. Ve bunun neticesinde aslında sosyal medyada kurulan mahkemenin neticesinde özellikle aktrollerin yargısıyla başlayan bir süreçti" diye vurguladı.
Çok zorlama bir hikaye
Av. Veysi Eski, sözlerine şöyle devam etti: "Toplamda bu yargı pratiğine baktığımız zaman Semra hanım, kendisinin değerlendirmesini söylüyorum. 'Böyle bir yargı söz konusuyken özellikle siyasi iktidarın tamamen güdümünde olduğunu için tabi ki ben bu sürecin geçmesini bekledim. Ve siyasi sürecin değişmesini bekledim.' Ve bu nokta da böyle bir gelişme oluyor. Bundan sonraki duruma baktığımızda da özellikle Kürt kadın siyasetçilerin üzerinde bir şiddet pornografisi yaratıldı iktidar tarafından. Çünkü esasen burada Semra hanımın servis edilen işkence görüntülerine baktığımızda eskiden soruşturma makamlarının asla kabul etmediği görüntüler. Özellikle soruşturma başlatılan makamlar tarafından servis edildi. Yani bazı görüntüleri basının çekmesi mümkün değil. Yani burada esasen Kürt HDP seçmenlerine ve HDP seçmenlerine ve demokratlara bir mesaj verilmek istendi. Ancak baktığımız aldığımız tepkilerde tam tersi bir durum söz konusu. İktidarın Kürtleri şeytanlaştırmak üzerinden kurmuş olduğu denklem artık alıcı bulmuyor. Çünkü ciddi anlamda toplumda o çatışma sürecin neticesinde bir ekonomik kriz, ekonomik krizin neticesinde bir açlık ve yoksulluk sorunuyla Türkiye halkları karşı karşıya. Türkiye halkları artık iktidarın bu denklemi satın almıyor. Çok zorlama bir hikaye."
Gündem saptırma kampanyası
Bu sürecin değişeceğine dikkat çeken Av. Eski, "Semra hanım bu sürecinde geçeceğini düşünüyor. Kendisine yönelik bu linç kampanyası AKP’nin gündem saptırmakla ilgili bir kampanyasıdır. Bu kampanyanın artık tutmayacağını da kendilerinin de görmesi gerekiyor. Çünkü bu gelişen süreç AKP’yi götürecek. Ve Semra hanım diğer siyasetçilerin hepsi de gelecek bağımsız bir yargı vereceği kararla berat edecekler hem de özgürlüklerine kavuşacaklar diye düşünüyorum" dedi.
Avukatlar, Silivri Cezaevi'ne götürülen Semra Güzel'in tutuklama kararına itiraz edeceklerini de söyledi.
***
Baş eğmeyen bir hakikat var
İktidarın özellikle öncü Kürt kadınlarına yöneldiğini söyleyen HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, "Bu da aslında Kürtlere ve tüm topluma bir mesaj Kürt kadınları şahsında toplumu zapturapt altına alma, topluma diz çöktürme, boyun eğdirme, baş eğdirme siyaseti yürütüyor. Tabi ki bunun karşısında Semra arkadaşımız örneğinde olduğu gibi baş eğmeyen, boyun eğmeyen, iradesiyle kendini ortaya koyan bir hakikat var. Aslında biraz bu resmi iki türlü ele almakta fayda var" dedi.
Bu utanca ortak olunmamalı
Güzel'e yapılan işkenceye sessiz kalınmaması gerektiğinin altını çizen Başaran, "Sadece bizimle sınırlı kalmayan bir refleksin açığa çıkması önemli. Çünkü Kürtlere özel bir mesaj verilmek isteniyor ama Türkiye’nin demokrasi güçlerinin, muhalefetinin de buradan kendi bir pay çıkarması gerekiyor. Çünkü Semra arkadaşımız bir algı operasyonu ile aslında şekillenen bir süreçte dokunulmazlığı kaldırıldı. Yine gözaltı ve tutuklanması da o manipülasyonlarla gerçekleşti. Bu iktidarın yürüttüğü bir politikanın sonucuydu. Burada toplumsal kesimlerde kendine bir pay çıkarmalı. Burada sessiz kalmak buna da yürütülen politikaya, bu utanca da ortak olmak anlamına gelir. Biz tabi ki bunun karşısında her türlü mücadeleyi sürdüreceğiz. Sessiz kalan herkesin de en nihayetinde tarih önünde bu suça ortak olacağını, bu utanca ortak olacağını da bilmek lazım. Kadın örgütlerinin ve bizim tavrımızı daha da büyütmek ve toplumsallaştırmak da, pervasızca bir milletvekiline aleni bir biçimde işkence eden iktidarın daha neler yapabileceğini nereye kadar gidebileceğini bence hesaplamak ve artık yeter ve dur demenin zamanı geldi ve geçti bile."
***
Ahmet Türk: Kürt düşmanlığının açık göstergesi
Kürt siyasetçi ve yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk, Güzel’in tutuklanması ve kamuoyunda yoğun tepki çeken görüntülerinin servis edilmesine dair Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirmede bulundu. Türkiye’de hukukun olmadığını çok açık şekilde gördüklerini belirten Türk, “Özellikle götürülürken, başını eğmeye çalışmaları, sanki bir suç işlemiş gibi, bir pişmanlık duyuyormuş gibi bir görüntü verdirmeye çalışmaları, yahut devlete teslim olmuş gibi bir görüntü vermeye çalışmaları gerçekten herkes açısından çok rahatsız edici, gerçekten kınanacak bir durumdur. Şimdi devlet yapısının ya da bu hükümetin, bu iktidarın hem Kürt düşmanlığı çok açık şekilde ortaya çıkıyor hem de parlamentoda halen yeri olan, parlamentoda olan bir insana ne kadar hukuksuz, adaletsiz bir tutum gösterdiklerinin açık göstergesidir” diye konuştu. Türkiye’deki hukuksuzluk, adaletsizliğin boyutunu anlatmanın bile çok zor olduğunu söyleyen Türk, “Yani tamamen çürümüş, tamamen hukuktan, insanlıktan çıkmış bir anlayış ile karşı karşıyayız. Tabi ki, biz bunun bilincinde olarak bu anlayışı yıkmaya yönelik her türlü çabanın ve ortak bir mücadelenin içinde olmalıyız diye düşünüyorum” dedi.