Ülkeye dönüş çağrısı
Forum Haberleri —
25 Eylül 2025 Perşembe - 09:00
- Yapılması gereken, en ufak bir imkân doğduğunda ülkeye dönüşü gerçekleştirmektir. Soykırım ve asimilasyona olduğu kadar mülteciliği dayatan, mültecilik güzellemesi yapan anlayışa karşı ülkeye dönüş yaparak gerekli cevap verilmelidir.
Önder Apo’nun ülkeye dönüş çağrısı, ülke merkezli mücadeleyi esas alma yaklaşımı yeni değildir.
Önder Apo ülkeye dönüş çağrısı yapınca dönüşü, özgür olmayı sadece bir söylemden ibaret sayanlar var ki, bunlar Önder Apo’nun çağrısını aklın sıra çarpıtmak, özünden boşaltmakla meşgul. Bu nedenle Önder Apo’nun çağrısını boşa çıkarma ve çarpıtma gayreti içinde olanların kimler olduğunu, neyi amaçladıklarını, geçmişlerinin nereye dayandığını da iyi bilmek gerekir.
Daha önce de Önder Apo ve PKK’ye mülteciliği dayatanların bugün mücadele alanında esameleri dahi okunmamaktadır. O gün mülteciliği dayatanlar ile bugün Önder Apo’nun ülkeye dönüş çağrısına karşı çıkanların, kullandığı argüman, amaç ve zihniyetleri arasında hiçbir fark yoktur.
PKK hareketinin ortaya çıktığı 1970’li yıllardan bugüne dek hareketi mültecileştirme çabaları hep olageldi. Türkiye’de gerek Kürtlük adına hareket etme iddiasında olanlar gerekse kimi revizyonist sol çevreler, hareketin gelişmesinden rahatsızlık duyup hareketi yurt dışına, özelde de Avrupa’ya çekmeye çalışmıştı. Hareketi Avrupa’ya taşımak, özünde köklerinden kopararak tasfiye etmekle eş anlamlıydı.
Kaldı ki uluslararası komplo sürecinde yaşananlar bile tek başına Avrupa’nın Kürt gerçeğine yaklaşımını net bir şekilde ortaya koymuştur. Kürdistan’ı dört parçaya bölen, asimilasyon ve soykırımla Kürt gerçeğini ortadan kaldırmaya çalışan akıl, Avrupa merkezli akıldır.
Önder Apo bu akla teslim olmadığı, dayatmalarına gelmediği için komplo İmralı’da son buldu. “Avrupa’da olmaktansa İmralı’da olmayı tercih ederim” diyen Önder Apo bu gerçeğe dikkat çekmektedir. Avrupa’da kalmak ancak Avrupa siyasetine, modernitesine teslim olmakla gerçekleşebilirdi ki bunun da Kürdistan özgürlük mücadelesini tasfiye etmekle eşdeğer olduğu aşikârdır. Avrupa sistemi özünde bunu dayatıyordu, halen de dayatıyor.
Eğer Avrupa sistemine teslim olunsaydı, bugün halkları sömüren, en barizinden Kürt soykırım gerçeğini yüz yıl boyunca acımasızca yaşatan kapitalist modernitenin ulus-devlet gerçeği çözümlenemezdi.
Önder Apo’nun dönüş çağrısına karşı çıkan ve Avrupa’da mülteciliği dayatanlar aslında bu teslimiyeti dayatmaktadır. Bunlar Kürdistan’ı Kürtsüzleştirme siyasetini dayatanların özel savaş uzantılardır.
Bir de şuradan bakmak gerekir: Mülteciliği dayatanların Kürtlük adına ürettikleri nedir, yarattıkları kazanım nedir? Kürt sorununun yaratıcısı Avrupa’dan medet ummak dışında, Kürt ulusal değerlerini kendi bireysel çıkarı için dillendirmek dışında Kürtlerin özgürlüğü adına yaptıkları nedir?
Kaldı ki eğer Önder Apo öncülüğünde geliştirilen Kürdistan özgürlük mücadelesi ve onun yarattığı olanaklar olmasaydı bu kesimlerin Kürtlükten söz edebilecek bir durumları olur muydu?
Açıktır ki bu kesimler, daha ilk günden bu yana yeminli Apo ve PKK düşmanlığı yapmak dışında Kürdistan ve Kürtlerin özgürlüğü için hiçbir şey yapmamışlardır.
Dikkat edilirse bu kesimler sürekli olarak Kürt ulusal değerlerinin en yılmaz savunucuları gibi kendilerini lanse etmeye çalışmaktadır. Gerçeğin böyle olup olmadığını anlamak açısından yukarıda sıraladığımız soruları daha da çoğaltarak bu kesimlere sormak gerekir.
Kürtlük değerlerini araçsallaştıran bu kesimler Avrupa’da ya da ülke dışında herhangi bir yerde kalmayı neden bu kadar savunmaktadır? Önder Apo’ya düşmanlıklarının arkasında ne var? Bunu anlamak açısından yine hareketin çıkış döneminde dayatılan mültecilik gerçeğini doğru okumak gerekir. Bunlar bir şekilde Önder Apo’dan intikam almaya çalışmaktadır. Çünkü bunların ülke ve halk gerçeği ile hiçbir bağlarının olmadığını ortaya çıkaran Önder Apo’dur.
Son dönemlerde dillerine pelesenk ettikleri bir başka husus ise bağımsız Kürdistan manipülasyonudur. Hem de bağımsızlık için tek bir şey yapmadıkları halde. Şunu söylemek gerek bu kesimlere, buyurun Kürdistan yerinde duruyor, gelin ve devlet kurun, sizi tutan mı var? Gelin savaşın, mücadele edin, size kim engeldir?
Ya da ülkeye dönüş yapmadan da mücadele edilir diyorsunuz ya, Avrupa’dasınız bilmem neredesiniz, diplomasi yapın, ittifak geliştirin, o yolla Kürdistan’ın bağımsızlığını ilan edin, yapabiliyorsanız. Neden yapmıyorsunuz? Yoksa amacınız bağımsız Kürdistan değil de sadece Önder Apo düşmanlığı üzerinden rant sağlamak mı?
Kimin ülke sevgisi, kaygısı güttüğü, kimin bu uğurda 50 yıldır her türlü zorluğa karşı mücadele ettiği bellidir. Tarih buna tanıktır. Bu öyle kara propaganda ile gizlenecek, çarpıtılacak bir durum değildir.
O halde yapılması gereken, en ufak bir imkân doğduğunda ülkeye dönüşü gerçekleştirmektir. Soykırım ve asimilasyona olduğu kadar mülteciliği dayatan, mültecilik güzellemesi yapan anlayışa karşı ülkeye dönüş yaparak gerekli cevap verilmelidir. Bugün gelemeyenler yarın bir imkan doğduğunda gelmeli, mücadeleyi kendi ülkesinde vermelidir.
