Jinwar’da korona yok şifa var

 

 

Jinwar’da hayatın tüm alanlarında olduğu gibi sağlığı da kadınlar organize ediyor ve şekillendiriyor. Doğal ve modern tıbba dayalı açılan sağlık merkezi Şifa Jin, mevcut sağlık sistemlerine alternatif arayan kadınlara örnek olmak istiyor.

 

 

 

NÛDEM TEKOŞER / QAMIŞLO

Öyle bir yer var ki yeryüzünde, orada hastalık yok, şifa var. Jinwar’da 4 Mart’ta açılan Şifa Jin’da kadınların ortak dili şifa. Kimi Kürt, kimi Arap, kimi Katalan olsa da ortak dilden konuşuyorlar; doğadan ve şifalı bitkilerden… Şifa Jin, doğanın ve şifacı kadınların yarattığı hafızayı gün yüzüne çıkarıyor. Şifa Jin, Jinwar’ı hem korona virüsüne karşı koruyor hem de ekolojik ve demokratik toplum bilinciyle toplumu yeniden doğadaki şifalı bitkilerle buluşturuyor. Şifa Jin’ın şifacıları bize korona virüsünün nedenlerini ve hastalık üreten laboratuvarlarda insanı ve özellikle de kadını metalaştıran tıp yerine kadın şifahanelerine dikkat çekti.

 

 

Dünyaya hızla yayılan korona virüsü neden ve nasıl çıktı?

Jinwar Jineoloji Eğitim Komitesi üyesi Rumet Heval:

 

 

Ciddi bir kaos var. En gelişmiş bilim bile bugün sorunun kaynağına inemiyor, virüsün nedenlerini doğru ele almıyor. Bu virüs kapitalizmin kendi icadıdır. Bilim laboratuvarlarında üretiliyor. İnsanların ve hayvanların tüm hormonlarını, kanlarını, genetiğini birbiriyle sentezleyerek deneyler yapıyorlar. Egemenler de kendisi için faydalı olacak iyi hücreleri kendi çıkarına kullanıyor. Bu da bilimin kimlerin tekelinde olduğunu ve ne amaçla kullanıldığının açık kanıtıdır.

 

Korona virüsü yeni değil. Kendiliğinden bir hayvanın bedeninde ya da suyun içinde üremiş olma ihtimali de var. Buzulların erimesiyle gün yüzüne çıkmış olma ihtimali de var. Ancak bu kadar yıkıcı bir etkisinin olması, insanların hayatın bu denli sarsması başka bir şeye işaret ediyor.

 

Bilim dünyası ve bilim insanları virüsün sadece sonuçlarıyla ilgileniyor ama neden ortaya çıktığını sorgulayıp araştırmıyor. En temel nedeni kapitalist sistemin toplumda yarattığı ahlaki çözülüş. Toplum bilgisiz bırakıldı ve cinsiyetçi bir hale büründürüldü. Her şey dincilik, cinsiyetçilik ve ırkçılık üzerinden kurgulanıyor. Cinsler, uluslar, toplumlar arasında kaos giderek derinleştiriliyor.

 

 

 

Kadın bedeni üzerinde jinekoloji adı altında korkunç deneyler yapıldı. Bedeninin her parçası ayrı bir metaya dönüştürüldü. Kadın da buna alıştırıldı, kendi gerçekliğinden uzaklaştırıldı, doğallığını yitirdi, duygu ve düşüncesine de yansıdı. Bu hastalık ve kaoslar, kadının ve doğanın düşürülmesinin bir sonucudur.

 

Toplum gerçekliğinde komünalite, toplanma, dayanışma, örgütlenme zayıflarsa ve bunlar ekolojik temele yansırsa hastalık da ürer, toplumun sisteme boyun eğmesi dışında bir seçeneği de kalmaz. Kapitalist sistem ömrünü tamamlıyor. İnsanları ileriye götürecek hiçbir projesi kalmadı. Yeni bir sistem geliştirene kadar da toplumu eve hapsederek esir alıyor. Tüm ilişkileri birbirinden koparıyor. Öngördüğü yeni sistem ise daha militarist, daha şiddetli, daha cinsiyetçi, düşmanca, katliamcı, soykırımcıdır.

 

 

 

Toplumsal sağlık nasıl korunur?

Jinwar sakini Cemîla Şette:

 

 

Toplum ekolojik olmalı, toplumsal bağlar her zamankinden daha güçlü olmalı. İnsanlar toplumsallık içinde güçlü ve sağlıklı yaşar. Toplum dağıldıkça hastalıklar da türüyor. Toplumsallığımızın dağıtılmasına izin vermemeliyiz. Dayanışmanın ne kadar hayat kurtardığını bir kez daha anladığımız bir zamanın içindeyiz. Korona ile birlikte erkek sistemi toplumsallıktan kopuk bir düzen yaratmayı amaçlıyor. Kesinlikle bu tehlikenin farkında olunmalı. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar daha fazla sistemin hedef aldığı kesimler. En çok da onları eve hapsetmeye çalışıyor. Özellikle de kadınların bunun farkında olması gerekir. Yaşlıların özellikle yalnız bırakılmaması gerekir. Çünkü toplumsallığı örgütleyen ve yaşatan kadınlar ve yaşlılardır. Kadınlar doğa ve toplumsallıkla daha güçlü bağ kurmalı. Kadınlar bunu başarırsa toplum sağlığına kavuşur, virüsler kontrol altına alınır.

 

 

Jinwar korona virüsüne karşı nasıl bir mücadele içinde?

Şifa Jin doktoru Merîvan Katalonya:

 

 

 

Toplum özgürleşirse hastalıklardan kurtulur. Jinwar demokratik ve ekolojik bir köy. Burada koronaya karşı ekolojik yaşam tarzıyla etkin mücadele veriliyor. Köyde yaşayan tüm kadınlar yaşamlarını doğal sürdürüyor. Olağanüstü bir hal yok. Herkes sabah güneşin doğuşuyla güne başlar. Temizliğini yapar. Çöpleri toplar. Tarlada ekilen organik sebze ve meyvelerden beslenir. Doğada çıkan tüm bitkileri tanır ve ona göre faydalanır. Çocuklar doğayla iç içe. Evlere hapsedilmediler. İstedikleri gibi oynuyorlar ve eğitimlerine devam ediyorlar. Çocuklar doğal ve özgürce büyüyor. Jinwar, dünyanın savaştığı bu virüse karşı bir yandan tedbirini alırken diğer yandan doğal yaşamına devam ediyor.

 

 

 

Şifa Jin’in amacı ne?

Jinwar’ın komşu köyü Girgund’dan Xunav Mihemed:

 

 

Jinwar’da doğal tıpçılık üzerine eğitim aldım. İki aydır Şifa Jin’da çalışıyorum. Geçmişte kadınlar doğal tıp yoluyla tedavi geliştiriyordu. Biz de onların izini sürüyoruz. Doğada bulunan bitkilerin neye iyi geldiğini ve hangi hastalığa şifa olduğunu araştırıyoruz. Şifa Jin’nin amacı doğada saklı olan şifalı bitkileri bulmak ve bunları kadınlar eliyle topluma ulaştırmak.

Virüs nedeniyle hayat felç edilirken kadınlar artık daha fazla doğal bitkilere yönelmeye başlıyor. Kadının doğaya dönüşünü önemsiyoruz. Ama bunu yaparken elbette tüketici olunmamalı. Birbirini karşılıklı besleyen bir diyalektik ilişki içinde olunmalı. Bu ilişkiyi yakalayabilirsek doğa bizi kötülüklerden korur. Burada hem doğal bir köyde yaşıyoruz hem de köyün her tarafında yetişen bitkilerin ne işe yaradığını öğrenmeye çalışıyoruz. En güzel tarafı da burada bütün kadınların dayanışma içinde olması. İlişkilerinin toplumsal olması. Köyde hastalık yok, şifa var. Biz bu şifayı Rojava’nın geneline yaymak istiyoruz. Çünkü bin yıllardır bu topraklarda var olan şifacı kadınların ruhu yaşıyor. Savaş da olsa salgın da Jinwar’da hayat, kadınla sağlıklı ve barışçıl sürüyor.

 

 

Salgından korunmak için bir doğal tıpçı olarak ne öneriyorsunuz?

İnsanlar bir hastalıktan kurtulmak için çok fazla kimyasal ilaçlar kullanıyor. Oysa bu ilaçlar hiçbir hastalığa köklü çözüm bulmuyor. Hatta iyi olan organların da fonksiyonunu bozuyor. Şifa Jin olarak insanların kimyasal ilaçlar yerine doğal şifalı bitkilerle tedavi olmalarını öneriyoruz. Toplumsal sağlığı önemsiyoruz. Halkın, özellikle de kadının nasıl sağlıklı yaşayabileceğini, sağlıklı bir toplumu nasıl inşa edebileceğine ilişkin eğitici çalışmalarımız oluyor. Eğer toplum sağlıklı olsaydı hiçbir yerde salgın bu kadar insanın hayatına mal olmayacaktı. Ama toplumlar sağlıksız ve hasta. Yeni doğan çocuklar dahi kronik hastalıklarla dünyaya geliyor. Toplum ne kadar hastaysa sistem o kadar güçlü hale geliyor. Sağlıklı bir toplum kapitalist sistemin işine gelmiyor. Biz her şeyden önce insanın sağlık hakkının korunmasından yanayız. Kadınlar sağlıklı bir toplum için güçlü bir dayanışma örgütleyebilirler.

 

 

Evinizde virüse karşı ne tür tedbirler alıyorsunuz?  Köyde hayat nasıl?

Jinwar sakini Bêrîvan Êzîdî:

 

 

Annemle birlikte yaşıyorum. Annemin ihtiyaçlarını köyde yaşayan kadınlarla birlikte karşılıyoruz. O sağır ve dilsiz ama doğayı çok iyi tanıyor. Ondan çok şey öğreniyoruz. Köyde çok mutlu. Sistemde yaşlılar evlere hapsedilirken o özgürce yaşayabiliyor, dolaşabiliyor.

Bugüne kadar köyümüzde korona ile ilgili hiçbir bulguya rastlanılmadı. Yiyip içtiğimiz herşeyi biz üretiyoruz. Her şey tamamen doğal. Kimyasal içerikli yiyecek ve içecekleri köyümüzden uzak tutuyoruz. Doğal beslenerek sağlıklı kalıyoruz. Hastalandığımızda da doğal ilaçlarla şifa buluyoruz. Şifa Jin bu konuda iyi çalışıyor. Komşu köylerdeki kadınlar da Jinwar’a gelerek Şifa Jin’a başvuruyor. Doğal tedavi ilaçlar konusunda hem destek veriyor hem destek alıyor. Bu dayanışma sağlıklı olmamızı sağlıyor. Erkek sistemi bizi çok yıprattı. Ama köyde kadın şifasıyla kendimizi ve ruhumuzu iyileştiriyoruz. Toplum ve özelde kadınlar, şifayı kimyasal ilaçlarda değil doğada aramalı.