EREM KANSOY / İNGİLTERE

İngiltere hükümetinin Türk devletinin Efrîn’e yönelik işgal saldırıları karşısındaki tutumu ülkedeki siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum örgütleri ve aydınlar tarafından tepkiyle karşılanıyor. 

Gazetemize konuşan toplumsal hareketlerin ve sendikaların temsilcileri İngiltere hükümetine ”Efrîn’de işlenen suça ortak olmayın” çağrısında bulunarak, silah ticaretine de son vermesini istedi. 

‘Utanç içindeyim, suskunluğu anlamıyorum’

İnsan Hakları Avukatı ve Kürdistan’a Barış Kampanyası öncüsü Margret Owen, dünyanın başına dert olan DAİŞ’in Kürtler tarafından durdurulduğunu hatırlatarak, ”Utanç içerisindeyim, ben bir İngiliz vatandaşıyım ve benim devletim nasıl böyle bir suça ortak olabilir?” diye tepki gösterdi. Türkiye’nin, Efrîn üzerinden Kürtlere savaş açtığını ifade eden Owen, ”Türkiye bakınız NATO üyesi ve benim ülkem Britanya tarafından da destekleniyor. Bizim sattığımız silahları kullanarak Kürtlere saldırıyor, soykırım yapıyor. Benim devletim nasıl halen daha suskun olabilir, anlamıyorum” dedi.   

‘Türkiye barbarca bir tutum içinde’

Şimdiye kadar 2 kez Rojava’ya gittiğini ifade eden Owen, ”Burada aslında destansı günler yaşanıyor. Rojava’daki devrimin tüm dünyaya yayılması gerekiyor. Türkiye’nin Efrîn’e yönelik işgal girişimi çok rezilce” diyerek şöyle devam etti: ”Düşünebiliyor musunuz; Efrîn, İdlib ve Minbic’ten gelen binlerce mültecinin aynı zamanda yuvası. Türkiye buralara bomba yağdırıyor. Abdullah Öcalan’ın kapsayıcı ideolojisiyle Efrîn bölgesinde; Arap, Hıristiyan ve Suriye’nin her kesiminde insanlar yaşıyordu. Türkiye bu demokratik modele karşı saldırgan ve barbarca bir tutum içerisinde. Türkiye, bu topraklara girmekle kalmayıp yasadışı silahlar da kullanıyor.” 

‘Erdoğan’a silah satanlar yargılanmalı’

Türkiye ve Britanya arasında 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana 150 milyon sterlini aşan silah ticareti anlaşmasına ilişkin ise Owen şunları belirtti: ”Türkiye insan haklarına karşı gelenlerin, kendi insanlarını öldüren, soykırım yapanların listesinde olmalı. Bizler Erdoğan’a o silahları satarak aslında bizler de savaş suçlusu oluyoruz. İngilizler de uluslararası suç mahkemesinde yargılanmalıdır. Muhafazakar hükümetin tamamı İngiltere’de Erdoğan’a silah sattıkları için yargılanmalıdır.” 

İşçi Partisi sorumluluk almalı

İşçi Partisi’nin Efrîn karşısındaki tutumuna da tepki gösteren Owen, parti lideri Jeremy Corbyn’in Kürtlerle ilgili birçok çalışmada yer aldıklarını hatırlatarak ”Corbyn’in suskunluğuna çok kızgınım ve üzgünüm. Türkiye’nin soykırım girişimleri ve savaş suçları, ambargolarını aslında sadece İşçi Partisi değil tüm partilerin dile getirmesi gerekir. Çünkü ortada bir insanlık ayıbı ve işlenen bir insanlık suçu var. Benim ailem Yahudi ve Hitler ailelerimize saldırdığı dönem partilerin sessizliği bana bugünkü sessizliği hatırlatıyor” dedi. 

”Neden BBC gibi büyük kurumlar orada yaşananları yansıtmıyor?“ diyerek tepki gösteren Owen, ”Türkiye ile ilgili yazdıklarımızı buradada yayınlayamıyoruz. İngilizler de Türkiye’nin sözcülüğünü, reklamını yapar oldu. Ülkemden utanıyorum” diye konuştu. 

Papaz Ryan: Türkiye’nin yaptıkları insanlıkdışı

Westminister Adalet Barış Komisyonu Başkanı olan Papaz John Ryan da Efrîn saldırısını ”rezillik” olarak değerlendirerek, ”Amerikalıların Türkiye’nin 30 millik alana sahip olabileceklerini söylediklerine tanık oluyorsunuz. Bu tamamıyla kurallar dışıdır çünkü, Kürtler Türkiye sınırlarına herhangi bir saldırıda bulunmamıştır. Türkiye’nin bu saldırıları tamamıyla bir rezilliktir ve bunu yapmaya hiçbir şekilde hakkı yoktur” dedi.  

”Britanya’da bizler suskunuz ve bu kabul edilir değildir” diyen Ryan, aslında yeni bir Kobanê’nin yaşandığını altını çizerek şöyle konuştu: ”Türk sınırında ambargoların nasıl şiddetli olduğunuda biliyoruz. Kobanê ile benzer bir durum ortadadır. Bizler burada Kürtleri desteklemeye ve dayanışma göstermeye devam etmeliyiz. Türkiye’nin yaptıkları kabul edilir değil ve insanlık dışıdır.”

GMB: Silah satışı durmalı

İngiltere’nin en büyük üçüncü sendikası olan Genel İş Sendikası GMB’nin Londra Sorumlusu Dennis McNulty, Efrîn saldırısının direkt Kürt halkına yönelik bir soykırım girişimi olduğunu vurguladı. ”Türkiyedeki rejim diye nitelendirebileceğiz yönetim derhal bu saldırıları durdurmalıdır” diyen McNulty, ”Dahada önemlisi; bu bir etnik temizlik girişimidir ve bizler burada elimizden geleni yaparak bu saldırıları durdurmalıyız” dedi.  

”Aslında Erdoğan’a izin verildi” diyerek konuşmasını sürdüren McNulty, ”Erdoğan’ın saldırgan tutumu başka ülkelerin de izniyle cesaretlendiriliyor. Erdoğan, Meclisi de feshedip kendi OHAL kararlarıyla ülkeyi tek başına yönetme çabası ve gayesi içindedir” diye konuştu. 

İngiltere ve Türkiye arasındaki silah ticaretine işaret eden McNulty şöyle devam etti: ”Erdoğan’a silah satmak, onunla aranızı iyi tutmak bir yöntem olmamalı; masanın etrafına oturmak ve açıkça siyaset yürütmek daha iyi olurdu. Eğer iki kişiye silah verirseniz silahlarla savaşacaklar, eğer silahları ve füzeleri mermileri vermezseniz masaya dönmekten başka alternatifleri kalmayacaktır. Şu anda diktatör Erdoğan’a kendi insanlarını yok etmesi için silah satıyoruz, bu çok yanlış ve bu barbarcadır.”

ASLEF: Kürtlere sırtımızı dönemeyiz

Britanya Demiryolları ve Tren Makinistleri Sendikası ASLEF Genel Sekreteri Mick Whelan de Türkiye’de despotik bir rejim olduğunun altını çizerek, silah ticaretine tepki gösterdi: ”Aslında ticaret yanlış bir şey değildir, burada yanlış olan kiminle ticaret yaptığınız ve sattıklarınızın nerelerde ve hangi amaçla kullanıldığıdır. Satılan silahları kendi insanlarına karşı kullanan devletle böylesi bir ticaretin yapılmasına tamamıyla karşıyım.”

DAİŞ’e karşı savaşan Kürt halkının her zaman yanında olduklarını ifade eden Whelan, ”Şimdi Kürtlere sırtımızı dönüp görmezden gelemeyiz. Türkiye’nin saldırıları daha da yoğunlaşabilir. Bizler burada elimizden geleni yaparak Kürtlere destek vermeyi sürdürmeliyiz” mesajı verdi.