JustPaste.it

Efrîn, gerilla ve Kürt kasırgası...

 

28.gif

24 Ocak 2018 Çarşamba

BAKİ GÜL

Arkasına Rusya’yı alan Recep Tayyip Erdoğan, Türk ırkçısı Devlet Bahçeli’nin MHP’si ile birlikte CHP’si, Diyaneti, medyası, stratejist ve asker bozuntuları ile Efrîn’e saldırdı. Türk devletinin yönetenleri, medyasındaki “çok kullanışlı aptallar” ordusu çok akıllıca bir iş yapmış gibi Efrîn’e işgal girişimini ballandıra ballandıra televizyon ekranlarında anlatıyorlar. MİT’in organize ettiği gazeteciler takımını Hatay’da Efrîn sınırına yığmış, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’daki “askeri geçit töreni” gibi sıralanmış tanklar, ağır silahlar, özel kuvvetler Efrîn’e doğru yol alıyor. Tankların aralarına serpiştirilmiş El Nusra ve DAİŞ artığı çetelere de Özgür Suriye Ordusu adını vermişler. 72 uçakla Kürtlerin Efrîn kentini bombalıyorlar. Türk Tv’lerinde gazeteciler kadını, erkeği de sevinçle anlatıyor, “aman şanlı ordumuz, tankımız, topumuz, çetelerimizle Kürtleri öldürmeye gidiyor” diye... Türk devleti 20 Ocak 2018’deki bu “kanlı oyun”la Tayyip Erdoğan’la birlikte kendi sonunu getirmiş durumda. Nasıl mı? Anlatmaya çalışalım:

Türk devletinin Efrîn’e işgal girişimi ve saldırıları Kürtlere yapılan düşmanlığın sonucudur. Tayyip Erdoğan da Kürt Soykırım ihalesini, almış bu soykırımı yürütmek için “başkomutan/reis”lik yapıyor. Ama Efrîn’e girmek için de sırtını Rusya’ya dayamış, ABD’yi de “nötrleştirme” çabasına girmiştir. Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve daha değişik devletlere de milyar dolarlık rüşvet vererek yapacağı Kürt soykırımına karşı “sessiz” kalmalarını istemiştir. Bu, Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türk devleti, yıkmak istediği, “katil” dediği Beşar Esad rejimi ile de Kürt kanı üzerinden uzlaşma sağlamaya çalışmıştır. Erdoğan, iç politikada sıkışmış ve büyük zorluklar yaşarken, dış politika da da teşhir ve tecrit edilmişliğini Efrîn operasyonu ile perdelemek istemektedir. Efrîn işgal operasyonu ile iç politikada kendi iktidarını tahkim etmek, Kürt soykırımı ihalesini boyutlandırarak sürdürmek ve bununla da bölgede “aktör” olacağını düşünmektedir. 

Peki, bunda başarılı olabilecek mi? Meseleye dar çerçeveden bakılmıyor. Kürdistan dağlarında gerillalar, KCK, PKK ve HPG’li yetkililerin Efrîn operasyonuna ilişkin konuşmalarını dinledim. Sorular sordum. Meselenin hangi boyutlarda ne şekilde geliştiğini çok bütünlüklü bir şekilde analiz ediyor, yorumluyorlar. Kürtlerin, kaybetme lüksleri yok. Bedeli ağır olsa da çok büyük kazanacaklarını biliyorlar. Tayyip Erdoğan ve şürekasının bilmediklerini, hesap etmediklerini biliyor ve görüyorlar. Şu kadarını söyleyeyim ki, KCK, PKK ve HPG Tayyip Erdoğan’ın, Türk devletinin bildiklerinden fazlasını biliyorlar. TC’nin hesap ettiğinin de ötesine hakim durumdadırlar. Evet, savaş kötü. Ama Kürtlerin varlığına, kazanımlarına düşmanca saldırılar olduğunda nelerin olabileceğine Kobanê, Şengal, Maxmur örneklerini veriyorlar. Efrîn’in sadece Efrîn’den ibaret olmadığının altını çiziyorlar. TC’nin ve Erdoğan’ın hiç beklemediği durumlar gelişebilir ve bu gelişmelerden Türk devleti ve Erdoğan’ın “yatacak yer” bulamayacağı bir sonuç ortaya çıkabilir. 

Türklere, Türk medyasına ve aklını MİT’e satmış gazetecilere, aklı evvel askeri stratejistlere söyleyin, yazın; Efrîn’e girerek estirmeye çalıştığınız fırtınanın Kürt kasırgası olarak size geri döneceğini göreceksiniz. Bu kasırga geldiğinde de ağlamak ve sızlanmak yok. AKP-MHP’nin Kürt soykırımına destek veren bütün Türk siyasi partileri bunu özellikle bilmeli. Türk medyasının da; bir kaç gün içinde ölecek işgalci asker ve çeteler için de “ana kuzusu, üç günlük evli, nişanlanacaktı, bir eve daha ateş düştü” diye başlayan yapmacık haberlerin hiç mi hiç bir manası yok. Kürtleri öldürmeye gidenlerin, ölebileceklerini de bilerek atıp tutacaksınız. İkincisi de 72 uçakla Kürtlerin Efrîn kentini bombalarsanız, o bombaların altında olan, ölen, yaralanan, yaşam mücadelesi veren insanların kardeşlerinin sizin kentlerinizdeki öfkesinin yaratacağı sonuçlara da razı olacaksınız. Ağlamak yok, kırılmaca daralmaca da yok!.. Öyle “bizi tehdit ediyorlar” demek de yok. 72 uçağın taşıdığı bombaların sesi, tahrip gücü, yarattığı sonuçların yankısını iyi hesap edeceksiniz.

Çünkü, Kürtler, Efrîn’e işgal saldırısını hiç mi hiç öyle normal ve sıradan karşılamadılar. Asla da normalleştirmeyecekler. Efrîn’in faturası Türk devletine ve işbirlikçilerine çok ağır bir darbeye dönüşecek. Mesele çok basit ve karmaşıklaştırmamak gerekli. Efrîn’de Kürtler, ne rejimin yok sayıcılığına, ne Rusya’nın ne de ABD’nin basit politik-askeri çıkar vaadlerine “evet” demedi de Türk devletinin ve onun çetelerine mi “evet” diyecekler!... 21. Yüzyılın bölgesel ve küresel dünyasında temel dinamik hale gelen PKK öncülüklü Kürt Özgürlük Hareketi; karakteri gereği sert mücadeleyle deneyimlenmiş; direnişi kendi politikasının temel karakteri haline getirmiş bir harekettir. İşte Tayyip Erdoğan ve şürekasının anlayamadığı nokta bu. Erdoğan ve ekibi ya da bir bütün olarak TC’nin Kürt soykırımı ve Efrîn’i işgal hareketi devam ederse; karşılacağı direniş ve bu direnişin yaratacağı sonuçlar Erdoğan ve sömürgeci TC için gerçekten yıkım olacak. Kürtler de ağır bedeller ödese de çok ama çok büyük kazanacaklar. Kimse kendisini kandırmasın. Ve hani o Rojava Devrimi “yok ABD’nin yedeği, yok Rusya’nın yok rejimin” diyenler de bir adım öne çıksın ve görsün gerçeği. Rojava Devrimi, ağır bedeller ödenerek kazanılan özgürlükçü-bağımsızlıkçı bir ruhu içinde barındırıyor. Ve Efrîn, sadece Kürtleri değil, insanlığı özgürlük ve eşitliği için büyük kazanacağı mücadeleye çağırıyor