JustPaste.it

OHAL Dönemi Ne Anlama Geliyor?

15 Temmuz’da darbe girişimi ile karşılaşan Türkiye, şimdi de 2002’den beri ilk defa Olağanüstü Hal (OHAL) yönetimini tecrübe edecek. 20 Temmuz 2016 akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen, ve bugün Resmi Gazete’de yayınlanan OHAL kararı, ilgili kanunun 3.maddesinin b bendine göre alındı. Diğer bir deyişle, Resmi Gazete’de yayınlanan ilana göre, OHAL, demokrasi düzeninin veya temel hak ve hürriyetlerin ortadan kaldırılmasına yönelik yaygın şiddet hareketleri veya şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddi bir şekilde bozulması sebebiyle ilan edildi.

bakanlarkurulu_small.png

OHAL konusu gündeme oldukça hızlı girdi ve Google’da en çok aranan kelimelerden biri oldu. Aşağıdaki grafikte 2004’ten bu yana söz konusu arama teriminin Google üzerinden ne kadar aratıldığını görebilirsiniz.

OHAL Nedir? Nasıl Yetkiler Verir?

OHAL yönetimi aslında anayasal bir yönetim biçimi. Yani OHAL hukukun içinde bir durum, anayasada yer alıyor. Doğal afet, büyük ekonomik bunalımlar, ve kamu düzenini bozan şiddet durumlarında, milletlerarası anlaşmalardan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, OHAL yönetimine geçilebiliyor. Anayasanın 120. maddesi OHAL ilan etme yetkisini MGK’nın görüşü alınarak, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’na veriyor, bu kararın Meclis tarafından da onaylanması gerekiyor. Bu ilanın kamu düzenini bozan şiddet olayları karşısında, süresi altı ayı geçmemek koşuluyla yapılabileceği öngörülmüş. Anayasa’nın 121. maddesine göre ise, Meclis’in OHAL’i kaldırma, süresini değiştirme veya hükümet istediği takdirde süresini (her defada 4 ayı geçmemek koşuluyla) uzatma yetkisi mevcut.

İlgili Anayasa maddesinin içinde bulunduğumuz durumu kapsayan kısmı şöyle:

2. Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması sebepleriyle olağanüstü hal ilânı

MADDE 120. – Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddî belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Millî Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir.

3. Olağanüstü hallerle ilgili düzenleme

MADDE 121. – Anayasanın 119 ve 120 nci maddeleri uyarınca olağanüstü hal ilânına karar verilmesi durumunda, bu karar Resmî Gazetede yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağırılır. Meclis, olağanüstü hal süresini değiştirebilir, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, her defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir.

... olağanüstü hallerin her türü için ayrı ayrı geçerli olmak üzere, Anayasanın 15 inci maddesindeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya nasıl durdurulacağı, halin gerektirdiği tedbirlerin nasıl ve ne suretle alınacağı, kamu hizmeti görevlilerine ne gibi yetkiler verileceği, görevlilerin durumlarında ne gibi değişiklikler yapılacağı ve olağanüstü yönetim usulleri, Olağanüstü Hal Kanununda düzenlenir.

Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir. Bu kararnameler, Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur; bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve usul, İçtüzükte belirlenir.

Burada altını çizmek istediğimiz bir nokta var: OHAL sıkıyönetim anlamına gelmiyor. Sıkıyönetim durumunda ciddi oranda yetki Sıkıyönetim Komutanı’na teslim ediliyor. OHAL’de ise yürütmenin, yani hükümetin (dolayısıyla merkezi idarenin, vali ve kaymakamların) yetkileri arttırılıyor.

OHAL ile Gelen Yetkiler Neler?

OHAL Kanunu birçok alanda hükümete yetkiler tanıyor ancak bu bültende en temel olanlarına eğileceğiz.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) Yetkisi

OHAL Kanunu’nun 4. maddesi OHAL boyunca Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’na KHK çıkarma yetkisi tanıyor (ancak KHK yetkisi verilmesi için mutlaka OHAL olmasına gerek yok; normal durumlarda da KHK yetkisi verilebiliyor). KHK’ların, normal kararnameler gibi, TBMM onayına sunulması gerekiyor. KHK’ların normal kararnamelerden iki temel farkı var:

 

  • Normal dönemlerde çıkarılan kararnameler Başbakan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılıyor. OHAL döneminde ise KHK çıkarma yetkisi Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’na ait.
  • Normal dönemlerde çıkarılan kararnamelerin denetimi Meclis ve Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından yapılıyor. OHAL KHK’larının ise denetimi sınırlı; bu KHK’larla ilgili anayasaya aykırılık iddiasıyla AYM’ye dava açılamıyor, ta ki meclis tarafından onaylanıp, kanunlaşıncaya kadar. Kanunlaşan OHAL KHK'leri hukuki denetime açık hale geliyor.

 

Anayasa hukukçularından Yard.Doç.Dr. Serkan Köybaşı şöyle bir yorumda bulunuyor:

"Oldukça tartışmalı bir konu. Zorlanmakta haklısınız. Uygulamada 30 günlük süreye riayet edilmiyor. Çünkü bu süre aşıldıktan sonra ne olacağı belli değil. Düzenlenmemiş. Dolayısıyla iktidarlar OHAL KHK'sini OHAL boyunca kanunlaştırmayıp AYM denetiminden kaçırıyor. OHAL kalkınca söz konusu OHAL KHK'si de kendiliğinden yürürlükten kalkmış oluyor."

OHAL ile birlikte gelen KHK yetkisi, yürütmeye yasama alanında geniş yetkiler vermiş oluyor.

Temel Hak ve Özgürlüklerin Sınırlandırılması Yetkisi

OHAL kanununun 11. maddesine göre temel hak ve özgürlüklerle ilgili aşağıdaki tarzda tedbirler alınabiliyor:

 

  • Sokağa çıkmayı sınırlamak veya yasaklamak,
  • Belli yer ve saatlerde kişilerin toplanmasını, dolaşmasını veya araçların geçişini yasaklamak,
  • Kişilerin, üstünü, araçlarını ve eşyalarını aratmak ve eğer suç eşyası veya delil bulunursa da bunlara el koymak,
  • OHAL eğer belirli bir bölgede ilan edildiyse, bölgeye girecek kişilere kimlik belgesi sormak,
  • Gazete, dergi gibi basılı materyalleri yasaklamak veya izne bağlamak, ya da toplatmak,
  • Sesli ve yazılı yayımları denetlemek, kayıtlamak veya yasaklamak,
  • Hassasiyet taşıyan kamu veya özel kuruluşlar ile, bankaların kendi iç güvenliklerini sağlamak için önlemler almalarını sağlamak,
  • Sahne oyunlarını ve filmleri denetlemek, durdurmak veya yasaklamak,
  • Ruhsatlı da olsa her türlü silahı ve mermiyi taşımayı veya nakledilmelerini yasaklamak,
  • Her türlü cephaneyi (bomba, tahrip maddeleri, patlayıcı maddeler, radyoaktif maddeler..vs.) bulundurmayı, hazırlamayı, yapmayı, nakletmeyi izne bağlamak veya yasaklamak, bunların teslimi istemek veya toplatmak,
  • Kamu güvenliğini ve düzenini bozabileceği düşünülen kişilerin ve grupların OHAL bölgesine girişlerini yasaklamak veya bölge dışına çıkarmak,
  • OHAL bölgesinde güvenliği sağlanması gereken yerlere giriş ve çıkışı düzenlemek, kayıtlamak veya yasaklamak,
  • Toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklamak, ertelemek, izne bağlamak veya yapılacaksa da yerini ve zamanını belirleyip, alan tahsis etmek, bunları izlemek, gerekiyorsa dağıtmak,
  • Hizmet akdinin bitişi veya feshi dışında işçi çıkartmalarını üç ayı geçmemek kaydıyla izne bağlamak veya ertelemek,
  • Dernek faaliyetlerini, her dernek için ayrı karar almak ve üç ayı geçmemek kaydıyla durdurmak,
  • Son olarak, OHAL ilanına (veya devam etmesine) sebep olan durumların ülke sınırları içinde veya dışında gerçekleşmiş olması sonucunda, eylemciler eğer komşu ülkelere kaçarlarsa, (söz konusu ülke ile varılacak mutabakat sonucunda) sınır ötesi hareket planlamak ve uygulamak.

 

Türkiye’de OHAL Dönemi

Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor, Türkiye tarihinde ilk defa ülke genelinde OHAL ilan ediliyor. Daha önceki OHAL ilanları güneydoğu bölgesine özgü olarak edilmişti. OHAL dönemi kamuoyunun zihninde 90’larda güneydoğu bölgesinde yaşanan insan hakları ihlalleri, köy boşaltmalar, faili meçhuller ve işkence vakalarıyla anılır durumda.

İlk OHAL ilanı 1987 yılında 13 ilde ilan edilmişti. Bu iller şöyle: Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Hakkari, Mardin, Siirt, Tunceli, Van, Adıyaman, Bitlis, Muş, Batman ve Şırnak. Bu OHAL’in başlangıcında öncelikle bir Olağanüstü Hal Valiliği kuruldu, hatta bu valilik o dönemde “Süper Valilik” olarak anılıyor. Söz konusu sayının 13’e ulaşması ise kademeli olarak 1994 yılına dek sürdü.

Bu OHAL ilanı da tam 46 kez Meclis onayı ile uzatılıyor. Yani 1987’den beri iktidara gelen her parti ve koalisyon güneydoğudaki OHAL’i uzatma kararı almış.

OHAL’in tam olarak tüm illerden kaldırılması ise 30 Kasım 2002’de ilk AK Parti hükümetinin kararı ile gerçekleşebiliyor. 2002 yılında OHAL kaldırılmadan önce sadece Diyarbakır ve Şırnak’ta geçerli haldeydi.

 

Kaynaklar

Haber kaynağı: dogrulukpayı