JustPaste.it

file1.png

 

MÜSLÜMAN GENÇLER DİYECEKSİNİZ!

Bu bildiri; Hakk’a ait yolun tek olduğu Suriye meselesinde masumiyet perdesiyle örterek sundukları üçüncü yolla neslin ufkunu bulandıran, İslâm’dan dem vurduğu halde Müslümanlarla ortak bir acı yakalayamayan, modern karanlık çağın çapsız kalıntılarından ibaret  ‘’menfaat köleleri’’ne esaslı bir tokat kabilinden yazılmıştır.

Yakın geçmişte; ‘’İslamcı şair/yazar’’ diye nam salmış fakat şiir veya yazıya sunduğu katkı ile değil de mahza İslâm’a nisbeti ile kıymetlenmiş bir kısım  ‘’kalem gâsıbı’’nın ‘’Müslümandan yana saf tutmak’’ imtihanında ağır ağır kaybedişlerine şahit olduk. Birbirine sırt vererek ve methiyeler düzerek hayata tutundukları menfaat temeli üzerine münşa bu edebiyat kastında, bir sırtın sarsılmasıyla ona müstenit diğer sırtların da patır patır dökülüşüne şahit olduk.

Bizler onların sağa sola savurdukları o samimiyetten uzak takdirlerde, abartılı ama sahte teveccühlerde, menfaat ve mütekabiliyet umudu olduğunu anlıyorduk. İşte çanlar bugün artık içi boş kitaplar, kendini tekrar eden söylemler ve hiçbir faydayı muhtevi bulunmayan seminerler ile belediyeler ve kamu kurumlarına asılarak Müslüman genç neslin derdini, cebini, mesaisini, duygu ve heyecanını istismar eden menfaat köleleri için çalıyor. Müjdeler olsun!       

Evet; dün, internetin bilgiye erişimi henüz kolaylaştırmadığı o günlerde, belki karanlığı aydınlatan bir mum kadar görkemliydiniz; fakat bugün bir damla suyla bütün o görkemi yitirecek kadar aciz olduğunuzu gösterdik. Tedirginliğinizi, bu gerçekle yüzleşmenize bağlıyoruz. Bu yüzden bize öfkeleniyorsunuz.

Artık sizin zehirli efkârınıza Müslüman zihinler kanmayacak ve bundan sonra sizden gelecek vaveylalar samimiyet imtihanının ağır kaybedenleri olduğunuz için; nedametle çıkaracağınız günahlar da riyakârlığınız sebebiyle itibar görmeyecek.

İslam neslinin, sizin gibi menfaat kölelerinin önderliğine ve öğretmenliğine ihtiyacı yok. İslam neslinin sizinle kaybedeceği bir lahza olsun zamanı dahi yok. Adı, siyasi, sosyal ve dini konumu her ne olursa olsun, netliğiyle gözleri kör eden Suriye meselesinde, Esed ve onun alçak avanesinden yana pozisyon alanlar, dünya hayatına dair geriye kalan bütün meselelerde esaslı duruşlar sergilemiş olsa dahi, Müslüman nesil için muteber bir rehber olamaz.

Bizler, Müslümanlar olarak hiçbirinize, her kayd u şartta takdir etmeyi, şairane triplerinizi tatmin etmeyi ve kırılmaya müsait bir cam gibi buğulanan gururunuzu okşayıp parlatmayı va’detmedik.

İtirazımız, menfaat karşısında eğilip bükülen, küçük bir tenkit imtihanında renk veren kifayetsizlerin bu kadar önde ve makbul oluşuna. İstiyoruz ki; İslâm’a nisbeti ve Filistin davasına yazdıklarıyla iktisap ettiği itibarı kendi meziyeti bilerek suistimal edenler, hak ettiğinden fazla gördüğü bütün teveccüh ve kabulden mahrum kalsın.

Bizler, sanal kimliklerden özgüven devşiren, takipçi hacminde tatmin arayan,  reel dünyanın silik gençleri değiliz! Bizler, zırvalarınızı hikâyeleriyle tahkim ettiğiniz o batı orta çağının boynunda haçı, belinde zünnarı ile cadı avına çıkmış papazları da değiliz! Bilakis amelî bütün kusurlarına rağmen, Ehl-i Sünnet ulemanın işaret ettiği ufka bakarak on dört asrın irfan terazisi ve reddiye ahlakıyla taşları ayıklamayı gaye edinmiş İslam neferleriyiz. Fikirlerle ve delillerle geliyoruz.

Fakat sizin oralarda fikre fikirle mukabelede bulunmayı değil de, ‘’bir avuç türol’’ gibi tenkitsavar etiketler kullanmayı öğretmişler. Sizin fikirleriniz değil, slogan ve refleksleriniz var. Size yönelen her tenkidi, haklı olup olmadığına bakmaksızın, zerre miskali de olsa hakikat paye ve ihtimali vermeksizin etiketlerle savurdunuz. Aynı kastı paylaştığınız ve ‘’üzerinizde emeği bulunan’’ abi ve ablalarınızın destek omzunda teselli ve serinlik aradınız.

Bizler, vahdeti dillerimize pelesenk edip küçük ihtilaflar sebebiyle Müslümana asla sırt dönmedik. Fakat Suriye meselesinde, bütün çıplaklığına rağmen Suriye meselesinde, Esed, İran ve Hizbullah’tan yana pozisyon alanlarla aramızdaki ihtilaf küçük değildi.

Siz ey uzlet köşelerin korkak ve cahil yazarları! Neden mahcubiyetinizin şahidi yok? Hata mı yapmazsınız yoksa mahcup olup kızaracak bir yüzünüz mü kalmadı? Alelade gazetelerin uzlet bir yerinde köşe kapmış olmanız sizleri İslam’ın gençlerine yol gösterici kılabilir mi?

Suriye meselesinde sünnet ehlinin yanında yer almadığınız müddetçe size birer pislikmişsiniz gibi muamelede bulunacağız. Samimi duygularımızı ve heyecanımızı sömürerek elde ettiğiniz sosyal konumlara itiraz edeceğiz. Biliyorsunuz ki bizi size muarız kılan sebepleri tek başımıza biz var etmedik. Bizim hüsnüzan edebilmemiz için sizin de yapmanız gereken bir şeyler vardı ve yapmadınız. Şimdi ya zulmü gölgelemek için revan olduğunuz üçüncü yolu masumiyet perdesiyle örtmekten vazgeçersiniz ya da biz Esed’e ve İran’a duyduğunuz aşk sebebiyle sizinle olan mücadelemize devam ederiz.