Faşist Türk devleti eliyle gerçekleştirilen Madımak Katliamı’nın üzerinden 29 yıl geçti. 2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Abdal Kültür Şenlikleri öncesinde gerici ve şeriatçı bir güruh, haftalarca nefret ve düşmanlık içeren bildiriler dağıtarak Sivas’a gelecek olan pek çok aydın, yazar ve sanatçıyı hedef göstermiş ve katliam hazırlıkları günler öncesinden başlamıştı. 2 Temmuz günü binlerce şeriatçı tekbirlerle slogan atarak etkinliğe katılmak üzere gelen sanatçı, aydın ve yazarların kaldığı Madımak Otel’in önüne gelmişti. Önce otelin önündeki araçları ateşe veren faşist dinci grup, ardından oteli taşlamaya başlamış ve otelin perdelerini tutuşturmuştu. 

33 KİŞİ YAKILARAK KATLEDİLDİ, FAİLLER KORUNDU

Yakılarak katledilen 33 kişinin isimleri şöyle: Muhibe Akarsu, Muhlis Akarsu, Gülender Akça, Metin Altıok, Ahmet Alan, Mehmet Atay, Sehergül Ateş, Behçet Aysan, Erdal Ayrancı, Asım Bezirci, Belkıs Çakır, Serpil Canik, Muammer Çiçek, Nesimi Çimen, Carina Cuanna, Serkan Doğan, Hasret Gültekin, Murat Gündüz, Gülsüm Karababa, Uğur Kaynar, Asaf Koçak, Koray Kaya, Menekşe Kaya, Handan Metin, Sait Metin, Huriye Özkan, Yeşim Özkan, Ahmet Öztürk, Ahmet Özyurt, Nurcan Şahin, Özlem Şahin, Asuman Sivri, Yasemin Sivri, Edibe Sulari İnci Türk, Kenan Yılmaz.

Haftalar öncesinden dağıtılan bildirilere rağmen faşist Türk devleti olaya müdahale etmemiş, tam tersine katliamın ardından da failleri korumuştu. Dönemin Türk Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel katliamın haksız tahrikten olduğunu, Başbakan Tansu Çiller ise katillerin zarar görmemesini sevinçle karşılamıştı.

YARGILAMA SÜRECİ

15 bin kişinin katıldığı katliam saldırısında sadece 18-28 kişi gözaltına alınmıştı. 124 kişi hakkında “laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma” suçlamasıyla açılan davada, 1994 yılında 37 sanık beraat etmiş ve 87 sanık 2-15 yıl arasında değişen hapis cezalarına mahkum edilmişti. 2012 yılında süren yargılamalarda katliamın insanlığa karşı işlenen bir suç niteliğinde olduğu kabul edilmemiş, failler hakkında zamanaşımı kararı verilmiştir. Görülen bu dava Türk Ceza Kanunu’daki (TCK) insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendirilmediği için dava zaman aşımına uğramıştı. Katliamın sorumlularından yurt dışındaki firari üç sanığın davasının görüldüğü 28 Haziran’daki mahkemede de ailelerin reddi hakim talebi kabul edilmeyerek, dava 21 Eylül 2022 ‘ye ertelendi.

Katliamın 29. yılında ANF’ye konuşan Pir Sultan Kültür ve Dayanışma Derneği (PSAKD) Genel Sekreteri Özgür Kaplan, Türk devletinin katliama ilişkin tutumunun Osmanlı’dan kalma miras olduğunu söyledi.

ALEVİ'Yİ KATLEDEN AKIL ERMENİLERİ, RUMLARI, KÜRTLERİ DE KATLETTİ

Kaplan, devlet aklının her zaman Alevi halkına düşman olduğunu hatırlatarak, “Devlet aklının Alevi düşmanlığı, aslında bir halkın aklına karşıdır. Bu akıl, doğadaki tüm varlıklara iyilik yapmayı öğreten bir akıldır. Dolayısıyla Aleviler sadece insanın insana eşitliğini değil insanın doğaya eşit ve adil yaklaşımını savunur. Alevilik 73 millete bir nazarla bakmayan bizden değildir, der. Yani bir Alevinin, halkların kardeşliğini tüm yaşamına sindirmesi ve yayması gerekmektedir. Bu Aleviliğin kurallarındandır. Sonuçta bizi katleden akıl, Ermenileri, Rumları, Kürtleri de katletti. Bizim o halklarla yan yana gelerek demokrasi mücadelesi vermemizden rahatsız oluyorlar” dedi.

NE CUMHURİYETİN BEKÇİSİYİZ NE DE ASİMİLE EDİLMESİ GEREKENİZ

Alevi halkını herkesin kendince tariflemesine karşı çıkan Özgür Kaplan, “Cumhuriyeti kuran erkten tutalım şeriat isteyen çevrelere kadar, kimi cumhuriyetin bekçisi-güvencesi, kimi dönüştürülmesi, yani asimile edilmesi gereken topluluk olarak görüyor. Biz her iki yaklaşımın da karşısındayız. Eşit yurttaşlık, birileri adına bir ülkede bekçi-güvenlikçi olmak değildir. Onurlu bir şekilde bir arada yaşamaktır” diye konuştu.

BU KARANLIĞI YENECEĞİZ

Pir Sultan Abdal’ın “Bozuk düzende sağlam çark olmaz” deyişini hatırlatan PSAKD Genel Sekreteri

Kaplan, “Dolayısıyla bozuk düzenin çarkı işlemeye devam ediyor. Örneğin, hiç kimsenin canına kast etmemiş, sadece bu ülkede siyaset yaparak düşüncelerini ifade etmiş binlerce insan hapishanelerdeyken tescilli Madımak katili Ahmet Turan Kılıç serbest bırakıldı. Aslında biz Aleviler bu süreci şöyle ifade ediyoruz: O gün Madımak'ı kuşatanlar bugün ülkeyi kuşattı. Biz bu karanlığı mutlaka yeneceğiz.”