JustPaste.it

İSLAM BU DEĞİL (Mİ)

 

"Dinin gayesi dünyada evrensel insan hakları, hukukun üstünlüğü ve yüksek insani değerlere dayalı barışı tesis etmektir"

Mr. Fetullah Gülen

 

               10 yıl boyunca AKP/Tayyip Erdoğan eliyle benimsetilen Fetullah Gülen öğretileri nedeniyle, Paris'te Resulullah'a -sallAllahu aleyhi ve sellem- hakaret içerikli yayınlar yapan dergiye düzenlenen saldırı, devlet büyüklerinden aydınlara ve sıradan vatandaşa kadar büyük tepki topladı.

               Bu yazıda, Türk muhafazakarlarının, bu olay dolayısıyla bir kez daha ortaya çıkan çelişkilerine ve içler acısı hallerine ayna tutmaya çalışacağım. "Aynayı tutarken" biraz homurdanıp söyleniyorum ama aslen nasihat ediyorum. Söylenmemin sebebi "üstünüzdeki kıyafetin" çirkinliğidir. Üslubu şahsınıza hakaret algılamak yerine "üstünüzdekine" yapılan yoruma odaklanırsanız sevinirim.

- Ön veya son mutlaka okuma önerisi: http://www.sorularlaislamiyet.com/article/5517/sair-ka-b-bin-esref-in-oldurulmesi.html 

*  *  *

               "İslam'ın ne olduğuna" geçmeden önce bas bas bağıran çelişkiye değinelim, çünkü genelde bu noktada kestirip atılarak tartışmanın ilerlemesine dahi müsaade edilmiyor. 

"BUNU YAPAN MÜSLÜMAN OLAMAZ"

               Türkiye'deki ortalama muhafazakar, dinden yalnızca "Müslümana kafir dersen" çıkıldığını sanmaktadır. Bu yüzden şedid İslam düşmanı, laik CHPlilere bile yaşarken kafir/müslüman değil demez, ölünce de "akıbetini Allah bilir" derler. Kendilerine (veya bir başkasına) karşı bir tenkitte, uyarıda, hatta ima da bulunulduğunda bile celallenip "Müslümanım diyene kafir diyen kendi kafir olur!! " der. "Sen Allah'ın yerine hüküm mü veriyorsun bakayım, tekfirci harici seni" diye azarlar. (İçinden de "oh, o kafir oldu" diye geçirip, iki yönlü hadisin ikinci ihtimalini ihtimal dahi görmeden hayatına devam eder.) 

               Peki bir Müslümana kafir demekten -güya- bu kadar korkan insanlar, velev ki öldürdükleri insanlar "masum" olsun, Müslüman olduklarını beyan eden şahısları neden zerre düşünmeden ve bu ihtimali tartışma konusu dahi yapmadan tekfir eder? Hatta bazısı daha da ileri gidip "O(nlar) Müslümansa ben değilim" filan diyerek. Herkesin bildiği kadarıyla dinden yalnızca şirk-inkar çıkarır. Adam öldürmek ise dinden çıkarmayan büyük günahlardandır. Büyük günahın insanı dinden çıkardığına inanan tek fırka da, ironik şekilde, haricilerdir.

               Bu insanlar neden böyle bir şey yapmaktadır, kendi deyimleriyle "kendini Allah yerine koyup, hüküm vermektedir" bilemiyorum. Ama bu inanılmaz ahmakça bir çelişkidir.

*  *  *

               Gelelim "İslam bu değil"cilerin İslam tasavvuruna... "Ne peki" diye sorulunca alınan cevapların ana teması: sevgi, kardeşlik, barış, hoşgörü... Bu cevapların tek bir tanesinin bile kaynağı İslamî değil. Hepsinin kaynağı, referansı Fetullah Gülen ve Mevlanacılık...  "İslam bu" diye sunulan hiçbir şeyin kaynağı ne ayet ne hadis, ama İslam'ın "bu olduğuna" da %100 eminler...

               1- İslam'da sevgi-kardeşlik yalnızca mü'mine vardır, kafire yoktur. "İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: Bizim, ne sizinle, ne de Allah'tan başka ibadet ettiğiniz şeriklerinizle hiç bir ilişiğimiz kalmamıştır. Siz Allah'ın tek İlah olduğuna inanmadıkça, biz sizi reddediyor, bizimle sizin aranızda ebedi olarak düşmanlık ve nefret meydana geldiğini ilan ediyoruz." (Mümtehine/4). 

Bu İbrahim -aleyhisselam-; kabre girdiğinizde mensup olduğunuzu söyleyeceğiniz İbrahim Milleti'nin "kurucusudur". Bu yemin de İbrahim milletinin "vatandaşlık yemini"dir. Bahsedilen "ebedi düşmanlık", yalnızca -fani olan- İbrahim ve kavmiyle ilgili değildir. Tevhid ehli İbrahim Milleti ile Allah'a şirk koşanlar arasında ebediyete kadar sürecek düşmanlıktır. (Bunu duyana şeytan hep aynı vesveseyi fısıldıyor, cevap vereyim: Hayır, "düşmanlık besleyip nefret etmek", yakaladığını öldürmek değildir.)

               2- Barış/çatışmasızlık, herhangi bir zulüm söz konusu olmadığında geçerlidir.

               3- Hoşgörü ise yoktur. En büyük günah şirk, hoşgörülemez. Tecavüzü, hırsızlığı, katli hoş görmüyorken, bunlardan kıyaslanamayacak derecede büyük şirk günahını işleyenleri hoş göremezsiniz. İslam'da, cizyesini ödeyenin aramızda yaşayabilmesi vardır, o kadar. Bu hoşgörü filan değildir. Allah'a küfredenlere hoşgörü, Allah'ın dininde olamaz, başka bir dinde olabilir. Yahu kendinize küfredeni hoş görmezsiniz, bu nasıl bir genişlik ve gevşeklik?

               Şüphelerinizi, kuruntularınızı, mevlana'nızı, hatta batının kutsalları hümanizm vs.yi din/kutsal edinip de sonra "gerçek İslam"ı öğretmeye kalkmayınİslam'ın kaynağı Kur'an ve (sahih) hadistir. Gerçek İslam orada, konforunuzu bozmaya kıyabiliyorsanız açın okuyun.  Zanna tabi olmayın, şüpheyi terk edin ve Allah'ın dinine nefsinizin hoşuna gidenleri sokup  da "İslam işte bu, biz de iyi Müslümanlarız" diyip durmayın... 

               "Müminler ancak o kimselerdir ki Allah'a ve resulüne iman eder ve sonra da hiçbir şüpheye düşmezler. Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad ederler. İşte sözlerinde sadık, gerçek mü'minler bunlardır. De ki: SİZ DİNİNİZİ ALLAH'A MI ÖĞRETİYORSUNUZ?" (Hücurat Suresi 15-16)

*  *  *

               Bir başka enteresan çelişki, batılılara herhangi bir Müslümandan zarar geldiğinde çılgına dönen Türk muhafazakarının, aynı zamanda aynı batılıların helak olması, zarar görmesi için "doğa felaketi" gibi beddualar etmesi ve ciddi ciddi oturduğu yerden bunu beklemesidir. "Batıya saldırmamalıyız"dır. Gerekçeleri de şudur: "Batı çok güçlü, biz bu devirde güçsüzüz. Onları asla yenemeyiz." En çok da, ironik olarak, İsrail nasibini alır bu beddualardan. Neden ironik:

             "Ya Mûsâ, dediler, orada zorba ve güçlü bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça biz asla giremeyiz. Haydi sen Rabbinle git, ikiniz onlarla savaşın, biz işte burada oturuyoruz.” Maide / 22, 24

               Yahudiler de zalimler/kafirler yenilsin/helak olsun istiyordu. Ama bu yolda hiç çaba harcamak, çile çekmek istemiyordu. Hem zaten çok güçlüydü o millet, imkansızdı onları yenmeleri. Musa (bugün de Mikail?) gidip onlarla savaşsın, yensindi...

               "Bana Yahudi mi diyosun!!", "Müslümanım diyene kafir diyen kafir olur bi kere :((" diye celallenmeden aradaki 7 farkı bulmaya çalışın lütfen... Kimseye bir şey demiyorum, bu müthiş benzerliğe parmak basıyorum yalnızca.

*  *  *

               Son olarak saldırıda öldürülen Mustafa ve Ahmed isimli kişiler üzerinden romantik edebiyatlar yoluyla "İslam bu değil" kanıtlanmaya çalışılıyor. "Muhammed için Mustafa ve Ahmed'i öldürmek" minvalinde saçma sapan yazılar yazılıyor. Bu din, adaşıyla-yurttaşıyla filan değil AMCALARIYLA ve AKRABALARIYLA SAVAŞAN ve onları ÖLDÜREN peygamberin dinidir. Nefisleri okşayan abuk sabuk romantik benzetme ve betimlemelerle bu gerçeklerin üstünü örtemezsiniz. Örtmenize izin vermeyeceğiz. Adaşlık/"dindaşlık"/kardeşlik üzerinden yaptığınız ajitasyonlarınızı kendinize saklayın, komik oluyorlar.

               İşte size "gerçek İslam": http://wikiislam.net/wiki/List_of_Killings_Ordered_or_Supported_by_Muhammad (resulullah tarafından emredilen veya desteklenen suikastler/ölümler listesi). Sahih hadis-i şerifte "ben rahmet peygamberiyim, ben SAVAŞ PEYGAMBERİYİM..." diyor resulullah. Yahudi tıynetli Fetullah Gülen "savaş peygamberiyim" kısmını eliyle kapatıp "rahmet peygamberiyim"in üstüne yüzlerce sayfalık güzellemeler düzüyor. Şu yahudi kılıklıya değil, Allah'ın resulüne uyun. Nefsinizin hoşuna gidene değil, nefsinize ağır gelse dahi dine tabi olun.

*  *  *

               Biz canavar değiliz. Savaşmanın kendisinden sadistçe bir zevk almıyoruz. Yalnızca Mevlana ve Fetullah Gülen'in en büyük günah şirki hoş gören, kafirleri kucaklayan, zulme ve küfre boyun eğmeyi telkin eden dinine değil; "Nefsinizin hoşuna gitmese de savaş size FARZ kılındı" (Bakara/216) diyen Allah'ın dinine iman ediyoruz. Bizi ve söylediklerimizi "radikalize olmuş taş kafalar" diye öcüleştirerek kestirip atmak konforlu hayatlarınıza kafanıza hiçbir şey takılmadan dönebilmenize yarar, başka bir şeye değil.

               Biz gözü dönmüş, "öldürmekten başka bişey bilmeyen" manyaklar değiliz. Siz, kendinizi hoşnut etmek, rahatınızı-konforunuzu kaçırmamak için böyle ZAN ediyorsunuz. Biz, bu dinde savaş da var barış da, ölüm de var merhamet de diyoruz. Nefsimizin hoşuna giden barışı alıp, bizi zorlayan savaşı kenara atıp, kaçınılmaz son ölüme gözümüzü kapatmıyoruz. İslam'ı bırakıp hümanizmi kutsal edinmiş sizler ise ölümü, savaşı her şartta reddediyorsunuz. 

               Açıkça Müslüman görmediğiniz, tekfir ettiğiniz bizlerin amelleri yanlışsa dahi mahşerde "ya rabbi, kitabına ve resulüne tabi olduk, hatalarımızı affet" diyeceğiz. Peki AB'ye uyum sağlayıp girmek için uğraşan, İslam coğrafyasında laikliğin yayılması (yani Allah'ın dininin hiçbir şekilde hakim olmaması) için ABD'nin rol modelliğini yapan sizler ne cevap vereceksiniz, hiç düşünüyor musunuz? Hiç akletmez misiniz?